banner1524

Siz bana yasak koyarsanız, kelimelerim, cümlelerim kaybolmaz, üstelik gittikçe çoğalır, büyür, derya denize dönüşür.

Daha ötesi, hadi diyelim ki kelimeler, cümleler kayboldu bir bir, ama kalbimi ne yapacaksınız, onu nasıl yok edecek, nasıl imha edecek, nasıl ortadan kaldıracak, nasıl bertaraf edeceksiniz, bu konuda cevabınız var mı?

En önemlisi şu, siz ezdiniz, siz baskı uyguladınız, yasak koydunuz, azarladınız, cezalandırdınız, mahkemelere verdiniz, korkuttunuz, sindirmeye çalıştınız, tehditler savurdunuz, dağa mağa kaldırırım, ayağını denk al dediniz, parmak bile salladınız…

Salladınız da ne geçti elinize?

Gerçekleri, hakikatleri kaybedebildiniz mi?

Gücünüz yetti mi gerçekleri gizlemeye?

*

İnsanın insana ihtiyacı var.

İnsanlığa da ihtiyacımız var su kadar, ekmek kadar…

Haddinize, hiddetinize ve şiddetinize abanarak bir yere varıldığını gördünüz mü?

Tamam, zaman zaman bizler de hissi davranabiliyoruz, çalakalem yerine bazen birilerini incitmek için çaba harcıyoruz, kabul. Bizim de canımızın, yüreğimizin yandığı günleri niye hesap etmiyor, düşünmüyorsunuz.

Biz de insanız neticede, biz de etten ve kemikteniz.

Bizim de duygularımız var.

Eleştirsek dahi, belden aşağı vurmamanın bilinci ile, eleştiri hakkımızı kullanarak abansak da, akıllı adam gazeteciyi karşınıza almaz. Varsa tabi…

Alanları gördük!

Mahkemeye verdiler, çuvalladılar.

*

İnsanın özgürlüğe, insan yerine konmaya ihtiyacı kaybolmaz, tükenmez, yok olmaz, bitmez, sınır tanımaz.

O yüzden sizler…

Parmak sallayanlar, kuyruk sallayanlar, el sallayanlar…

İster lacivertleri çekmiş olun üstünüze, isterseniz sanayi çırağı gibi gezin, fark etmez.

Şunu bilin yeter, kimsenin haklı, hakiki ya da farklı sesini susturamazsınız.

Biz susarsak, sıra size gelir.

Ha, bizi susturmaya gücünüz yeter mi, yetmez!

*

Hep boyun eğerek, canım cicim diyerek, sayın mayın diyerek, en büyük sensin, senden başka büyük yok diyerek, sen varsan siyaset var, yoksan olanların da canı cehenneme diyerek sürüp gitmez bu hayat. Gazetecilik, sosyal yaşam…

Körü körüne itaat, hayır, la, no, asla!

Saygı, amenna… Sayalım, sevelim, okey, yes… Evet, tamam…

Kimse havalara girip de, “yazdıklarını ağzına tıkarım!” diye ukalalık etmesin, küstahlaşmasın, hindi gibi kabarmasın!

Yemezler… Yedirirler!

*

Konuşarak, istişare ederek, diyalogu kesmeyerek, mücadele ederek, inat ederek, ısrar ederek, başka türlü yazarak da yazılır…

Parmak sallamakla, aba altından sopa göstermekle, tehditler savurmakla, asarım-keserim demekle bir yere varılmadı, varılmayacak.

Yazdıklarımızı da ağzımıza tıkamaya kimsenin gücü yetmez!

İşine gelmiyorsa, mahkeme var, benden de selam söylersin, olur biter!

Hadi, öpüldünüz, çüs!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527