banner1524

Daha neyi bekliyorsunuz anlamış değilim. Millet de anlamıyor zaten sizi, daha doğrusu anlamakta zorluk çekiyor. Pehlivansan kıspeti giy ayağına çık çimlere, futbolcu isen tek formayı,  giy kramponları, çık sahaya,  göster marifetini, seyirci seni alkışlasın, beğensin, “helal olsun, yakışır!” desin.

Eeee, kuytuda otur, kimsenin haberi olmasın,  ruhu d uymasın, ben pehlivanım de, ben başpehlivanlığa soyunuyorum de, ben Alex gibi futbolcuyum, on parmağımda on marifet var diye saydır, kendi kendini avut, millet de seni desteklesin, sana alkış çalsın öyle mi?

Yerler mi sanıyorsun!

*

Sonra, sizin bir huyunuz var ki, bu huyunuz kurusun, daha seçilmeden, ihtimal bile vermeden seçileceğinize, bir de hava, bir de çalım yaparsınız ki, çileden çıkmamak mümkün değil, dersin ki; “Benim seçilip seçilmemem, başkan olup olmamam önemli değil. Seçilirsem sevinmem, seçilmezsem de üzülmem. Partimin neferiyim, sonuna kadar yanında olurum, çalışırım!”

Geç bu ayakları…

Bu ayaklardan paça olmuyor dostum!

Biz bu plakları çok dinledik.

Biz bu şarkılara, bu türkülere çok eşlik ettik.

Biz bu filmleri çok seyrettik.

Geç bir kalemde azizim, geç!

*

Çok gördük, çok dinledik senin gibileri. Örnekleri yok mu sanıyorsun, partinin kapısının önünden geçmemek için kaldırım değiştirdiğini görmedik mi sanıyorsun, bilmiyor mu belliyorsun!

Sen de kendini çok uyanık mı belledin be birader!

Hasbelkader çağırsalar bile, telefona çıkmazsın, davetleri daha okumadan çöpe atarsın, düne kadar hizmet ettiğini söylediğin partinin aleyhine konuşur, belki seçimlerde bile muhalefetin davulunu çalıp, oyunu ve gönlünü başkalarına kaptırırsın!

Bizi eşek mi belledin iki gözüm!

Millet de koyun ya, kös kös dinledi, öyle mi?

Ya sen çok uyanıksın, ya biz çok safız, hangisi acaba!

*

Seçim kapıda deniliyor, seçim startı verildi deniliyor da, kimsenin yarış alanında yer aldığını gören yok. Herkes pusuda, herkes tetikte, birileri çıksın, sonra biz arz-ı endam ederiz derdinde, telaşında, kaygısında…

Partilerde bir suskunluk, bir hareketsizlik, sanki üzerlerine ölü toprağı serpilmiş, herkes birilerini, başkalarını kolluyor, gözetiyor.

Sanki biri bizi gözetliyor ekibindeler.

Sanki burada orta oyunu oynanıyor.

Sanki tiyatro var da sahnedekiler rollerini bilmiyorlar.

*

Bize soruyorlar, dilimiz döndüğünce bir şeyler söylemeye çalışıyoruz, bizden cevabını alan da, sonra bizi yalanlar gibi, siyaseti çok iyi bildiğini sanıp, “Yok be, senin dediğin, senin bildiğin gibi değil, şu olur, bu olmaz…” çokbilmişlik havalarında.

Zarf atıyor ortaya, bizden laf çalacak, sonra götürüp başkasına satacak, “Falan şunu söylemişti, falan bunu söylemişti!” diye sağda solda siyaset bilgeliğini (!) pahalıya satacak.

Partiler dedik. Tık yok hiç birinde… Cesaret yok, korkaklık diz boyu, yürek yok, ürkeklik alabildiğine dolu…

Ama lafa gelince erkekliklerine toz kondurana rastlamadım.

Canlarım benim!

Valla sizi çok seviyorum, gelin sizi bir öpeyim!

Oh be, dünya varmış!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527