banner1524

Hemşehrimiz, alanında uzman olan Abdullah Çiftçi Beyefendi, geldiğimiz şu günlerde yaptığı analizde, "üretebileceğiniz küçük bir toprak parçası olsun" diyor. Bunun üzerinde düşünmemiz lazım. Bu da nerden çıktı dediğinizi hisseder gibiyim.

Malum, koronavirüs tedbirleri kapsamında, iki gün sokağa çıkma kararının duyurulması ile millet evine ekmek stoklamaya çalıştı. Kurallar hiçe sayılma pahasına fırınlara hücum edildi. Sonuçta sabah insanların bir kısmı alacak ekmek bulamadılar. Sorumuz şu, peki bu yasak, bir hafta, bir ay olsa idi ne yapacaktık?

 Geçmiş yaşamlarında ekmek alışkanlığı olan Suriye’de yıllardan bu yana insanlar mecburi yasaklar içinde boğuşuyorlar. Suriye'de ekmek çok pahalı bir şey. Suriye'deki insanların çektiği ıztırabı hissetmeye çalışalım. İkinci sorumuz şu olsun: Ekmek alışkanlığı olan insanlar ekmeksiz yaşamın altından nasıl kalkacaklar? Ekmeksiz hayat nasıl tasavvur edilecek?

*

Bir kaç not ile düşüncelerimi tamamlamaya çalışayım:

 Birinci tespitim, Suriye'de insanların bugün ekmek farikaları olmadan, ekmeksiz hayatta kalmaya çalıştıkları çabasını görüyoruz. Sebep belli mecburiyet. Ancak bilmeliyiz ki zor olan bir imtihan.

İkinci tespitim, Afrika ülkelerinde yerleşik düzende olan insanların ekmeksiz bir yasam içinde olduklarını fark ettik. İlk defa Uganda'ya gittiğimde Uganda'da ekmek kültürünün pek olmadığını gördük. Nadiren üretilen ekmekler de yabancı ülkelerden gelenlerin tüketimine yönelik olduğunu görüyoruz. Gittiğimiz Afrika ülkelerinin çoğunda da manzara böyleydi.

Et bulursa etini yiyor, ancak tabiri caizse ekmeksiz kebabını yiyor. Tavuk için de böyle. Pirinç çok lüks bir yemek, bulurlarsa avuçlayarak ekmeksiz keyifle yediklerini görüyoruz. Burada önemli son küçük bilgi notumuz, Afrika'da genellikle mecburi olarak günde tek öğün yemek alışkanlığının olduğudur.

Sonuç olarak kanaatim, ekmeksiz ölmeyiz, paniğe gerek yok. İnsan bir şekilde doyuyor, bir tabak pirinçle de bir tabak makarna ile de, çeyrek ekmek ile de, bir somun ile de. İnsan her ne yerse yesin, yedikten 20-30 dk sonra beyne doyma sinyali gidiyor. Denemekte fayda var. Biraz da empati dediğimiz muhasebeye ihtiyacımız var.

Yeter ki bencillikten sıyrılarak birbirimizin hakkını gözetelim.

TEVEKKELTÜ ALELLAH sözümüzle, vesilelere yapışmak koşulu ile ALLAH bize yeter diyelim.

Ülkemiz de çok güçlü, birbirimize yeteriz de artarız da. Kalın huzur ve sağlıcakla...

*

Yukarıdaki satırları Hasan Balbaba kardeşim gönderdi. Ama yazı bahsettiği üzere Abdullah Çiftçi hemşehrimizin. Hoşuma gitti, şu sokağa çıkma yasağı gününde, ilginizi ve dikkatinizi çeker, bir şeyler alırsınız içinden diye sizlerle paylaşmak istedim.

Teşekkürler sayın Balbaba…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527