banner1524

Şahsımızı munis bulanlar, yazılarımızı bir başkasının yazmış olabileceğini düşünüyor. Bu kanıya şu sebepten varıyorlar; “Sizi tanıyoruz, cana yakın, güler yüzlü, babacan, abi tavırlı, ama yazılar kazık  gibi, ucu sivri. Batıyor insanlara. Yoksa abu yazıları yazan bir başka birisi mi var. Sizin kopyanız…”

Hayır, ne kopyam var, ne çakmam!

Kendimim… Yazılar da noktasına virgülüne kadar bendenize ait.

Evet yazılarımızı sert bulanlar olabilir. Ben doğru yolda olduğumu düşünüyorum.

Mahkemelere verilmeyi göze alarak…

*

Doğrudur, sık sık gider savcılıkta ifade veririm. Eleştiri ve hakareti birbirinden ayıramayanlar, suç duyurusunda bulunuyorlar, tazminat da alırlarsa oturup afiyetle yiyecekler.

Yerlerse, yiyebilirlerse tabi…

Son olarak, sağlık müdürü İlker Çitil, kendisini eleştirdiğim için hakkımda savcılığa suç duyurusunda bulunmuş.

Gittim,  ifade verdim çay içerken. Konumuz sağlıktı, ben de “sağlık olsun!” dedim, çıktım.

Ona şunu sormak isterim, kulağımıza geldi, araştırmaya kalkışsak sağlıklı bilgi vermezler, siz sağlık camiasının başındaki isimsiniz, bir araştırın bakalım, Kanlıdere’deki Verem Savaş  Dispanserinde çalışan 4 hizmetlinin 2’si laboratuarlarda, tahlil sonuçlarına imza atıyor mu, (ismi bizde mahfuz) diğeri de röntgen çekiyor. Sonuçlarını hastalara iletiyor.

Normal mi, ya da bu işte bir anormallik var mı?

Hizmetli çalışan nasıl laboratuar tahlili yapar, imza koyar, röntgen çeker?

Çitil’e soruyorum, normal mi?

Normal diyorsa, söyleyecek sözüm yok hakim bey!

Daha başka sorularım olacak da, bugünlük yerim dar, hele bununla idare ediver, yarına Allah kerim İlker bey…

*

Gelin yazıya burada nokta koymadan fıkra indirelim aşağıya da, şöyle dört başı mamur bir yazı çıksın ortaya. Ki memleket yazı görsün!

*

Ünlü Fransız komutan Napolyon, yine tarihte önemli bir yeri olan Waterloo Savaşını kaybetmiş. Ama bir türlü içine sindiremiyor yenilgiyi.

Dünyaya geri dönmüş ve liderleri ziyarete başlamış.

Önce ABD liderine gitmiş, Hüseyin Obama’ya; “Eğer sendeki teknoloji bende olsaydı, Waterloo’yu mutlaka kazanırdım!” demiş.

Sonra Rusya’ya geçmiş. Lideri Putin’i bulmuş, ona da demişi ki; “Sendeki istihbarat bende olsaydı, bu savaşı kesinlikle kaybetmezdim!”

Sonra olacak bu ya, tesadüfen Maraş’a yolu düşmüş, bizim akil insanları bulmuş, onlara; “Eğer sizdeki basın bende olsaydı, Waterloo savaşını neden kaybettiğimi kimse duymazdı” demiş.

*

Alın işte, aha size koskoca bir kıssadan hisse…

Artık payınıza ne düşüyorsa…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
hacı 13 yıl önce

ellerine dillerine sağlık ,abi anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az onu o makama getirenler utansın saygılar

banner1527