Eleştiriye tahammülü olmayanlara…

13 Nisan 2013, 09:13

4026 kez okundu.

Yazıyorsun, haber yapıyorsun, “Vay sen misin bunu yazan! Kime sordun, benim fikrimi aldın mı, (oysa adamda fikrin f’si bile yok) seni savcılığa vereceğim!”

Arkasından başka şeyler…

Edep ve terbiye sınırını zorlayan cümleler…

Haddini aşan ifadeler..

Oysa yazdık, doğrudur.

Ama hırsız demedik, ibne, dümbük, pezevenk (ileri gittim, okurlarımdan çok ama çok özür diliyorum) demedik, pisliğin teki, ahlaksızın önde gideni, demedik.

Kırdığı cevizler bini geçti diye yazmadığımız gibi, içimizden de hiç geçirmedik.

Adam değil, yakıştırmasını aklımızdan bile geçirmedik.

Oturmadığı koltuğu hak etmiyor dedik.

Kendisine inanan, gönül verenler, getirip o koltuğa oturtanlar şikâyetçi dedik.

Halk yani, seçmen, vatandaş, üye, sempatizan, her neyse gurubun adı…

Toplumun haykıran yüreği, belli bir kesimin yükselen sesi olduk.

Olmalı değilmişiz.

Düşünmeyecek, yazmayacakmışız.

Ha, yukarıdaki marifetlerini yazsaydık, sesini bile çıkartmayacakmış.

O kadar acz içinde yani. O kadar rezil, o kadar kepaze…

Ama o koltuk yok mu, ah o koltuk! İşte ona dokunmayacakmışız. Ateşten, baruttan, dinamitten, benzinden daha tehlikeli imiş o koltuk. Gerekirse adamı yakarmış. Oturanı değil, oturanı eleştireni…

Yukarıda anlatmaya çalıştığım kişi veya kişiler bu toplumun insanı. Bu toprakların.

Yaşamaz olsun, olmaz olsun böyleleri.

Bu tipler yok mu, dolu.

Hangisini söyleyeceksin!

Hangisini deşifre edeceksin, altından kalkamazsınız.

Bir de tehdit ederler, “Mahkemeye veririm, savcılığa suç duyurusunda bulunurum, seni sürüm sürüm süründürürüm!”

Tahammül yok, özeleştiri yok. “Yahu bu adam bunları yazmış ama, aslında gerçek payı yok değil, ben sapığın, sapısiliğin tekiyim. Az bile yazmış!” demiyor da, efeleniyor, küheylan gibi şaha kalkıyor, aslanlar gibi olsa canımı yesin, çakallar gibi uluyor.

Köpek gibi ürüyor!

Ha, ısıracak it dişini gösterir mi, derseniz, onda da siz haklısınız!

Demirden korksak, trene binmezdik.

Biz mahkemeye verilmeyi de, savcı ve hâkim önüne çıkmayı da kabullendik dünden.

Gerekirse bundan dolayı ceza da yeriz, Allah muhafaza, hapse de gireriz.

Allah yüz kızartıcı bir suçtan bizleri içeri atmaktan sarfınazar eylesin!

Ötekiler için alnımız ak ve açık, kaderimiz der, çekeriz, eyvallah ederiz!

Ama meydanı sapısiliklere de bırakamamaya ahdettim, yemin ettim!

NOT: Editör birkaç gün yok. Şehir dışında olacak! Gidip de gelmemek var, hakkınızı helal edin!