banner1524

Ünlü Rus yazarı Tolstoy, ‘İnsan ne ile yaşar!’ isimli öyküsünde kullanmış bu cümleyi. Öyküde, kendine ait ne bir evi ne bir karış toprağı olmayan, karısı ve küçük çocuklarıyla bir kulübede yaşayan Simon isimli ayakkabıcının yaşamından kesitler aktarıyor.

Emek, sermaye düşmanı değilim. Olmam, olamam! Yatırım yapan, üretim ve istihdamı düşünen hangi sektörden olursa olsun, herkese boynumuz kıldan ince. Ekonomiye can suyu oldukları, vergileriyle devlet hazinesine güç kattıkları sürece iş dünyasının yanındayız.

Allah yokluklarını vermesin!

*

Konumuz 4 Mehmet…

Mehmet Altınöz, Mehmet Aydoğar(Muhammet), Mehmet Akpınar ve Mehmet Karaca.

Ve Göksun Belediye Başkanı Selim Cüce dostumuz ayrı bir yazı konusu olacak! Çünkü o müstesna bir insan, sevgi-saygıyı yaşam biçimi edinmiş, hizmet ve insan odaklı çalışan ve bunu ziyadesiyle başaran Selim Cüce ile ilgili düşüncelerimiz yeni yılın ilk haftasında…

Mesele şu; geçen hafta Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Altınöz şehrimize gelmişti. Onikişubat ve Dulkadiroğlu ilçe kongrelerine katılmak için.

Konuşmasında, SSK ve vergi yapılandırmasında bankalarca istenen teminatın saçma olduğunu, evi ve işyeri yıkılmış depremzedenin neyin teminatını vereceğini sordu. Haklı mı, sonuna, dibine kadar hem de.

Şehrin bir an önce ayağa kalkması gerektiğini de söyledi, onda da haklı. Mantıklı bir tarafı yok! Kendi ifadesiyle saçmalık!

Kahramanmaraş’ın iktidar partisinin YRP olduğunu söyledi, yerelde ve genelde iktidarda YRP’ni gösterdi, ilk genel seçimde liderleri Fatih Erbakan’ın Cumhurbaşkanı olacağını ileri sürdü, bu tartışılır. Şu anda kabul eder veya etmezsiniz, güç AK Partide.

*

YR Partisi olarak deprem ve sonrası yaptıklarına binlerce teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun! Acının, yıkımın, mağduriyetin partisi, dini, ırkı, takımı ve rengi olmaz!

Şehrin yeniden ihya ve inşası noktasında bazı önerileri vardı ki, hak verdik.

Mücbir sebebin uzatılmasına ilişkin kullandığı cümle de doğruydu, isabetliydi. Van’da deprem yaşanmış, mücbir sebep hali 7 yıl sürmüştü. Bizde ise bir 6 + 6 aylık uzatmadan söz ediliyor ki, o da tam açıklığa kavuşmuş değil.

Biz hükümetten, 5’li çetenin borçları silinirken, deprem mağduru kobilerin, esnafın imkan varsa işletmelerin borçları da silinmelidir.

Ya da daha rahatlatıcı bir yapılandırma konulmalı esnafın, kobilerin önüne. Sayın Altınöz bir de şu iddiada bulundu ki, imkansızı söyledi, ‘Biz iktidarda olsaydık derhal, anında silerdik ve vatandaşımızın nünü açardık!’

Bir de, çok iddialı bir cümle sarf etti, ‘İlk seçimde 8 milletvekili çıkartırız!’

2, hadi bilemedin 3 neyse de, 8 milletvekili çıkartmak. Çok uçmadın mı başkanım. Vergi yok, gümrük yok diye bu kadar da atılmaz ki? Beni çok güldürdün, Allah da seni güldürsün!

Ergene avrat boşaması kolay!

Dulkadiroğlu Belediye Başkanı, hitabetine, karakterine ve ferasetine her zaman inandığım, güvendiğim Mehmet Akpınar, Hindistan Bağımsızlık Hareketinin siyasi ve ruhani lideri, silahlı suikast sonucu öldürülen Mahatma Gandi’ye ait, ‘Önce gülecekler, sonra inanacaklar ve nihayetinde örnek alacaklar!’ sözüyle başladı konuşmasına.

Güçlü ve hizmet odaklı bir kadroya, ekibe sahip Başkan Akpınar, bir siyasi tecrübeye sahip!

Ne yaptığını, ne dediğini, nereye hangi adımı atacağını bilen adam. Ezbere konuşmaz, yalan söylemez! Karakteri, inancı ve yaşam felsefesi gereği yapar bunu. Reklam olsun, şov olsun, namım yürüsün diye abartıdan kaçar. Yaptıklarını, yapacaklarını anlatırken sade dil kullandı, nöbeti ve bayrağı devraldığı önceki Başkan Necati Okay’dan söz etmedi, deprem enkazını bahane edip yerelde enkaz devraldığını diline dolamadı.

Belediyeler ağlama duvarı değil. Seçilirken imkanları, şartları, imkanları dibine kadar bilip insanlar aday oldu seçildi veya seçilemedi ayrı, fakat enkazdan, mağduriyetten beslenmedi.

İnsanların, yaşam alanların kalbine dokunan değişiklik başlattıkları yanında, uyuşturucu bağımlılığı çağımızın en tehlikesi güzergahı. Kreşler, bilge evleri ve uyuşturucu bağımlılığının önüne geçmek için geliştirdiği proje, üzerinde güneşe panelleri bulunan, cami, noter ve banka içeren 30 metrelik caddesiyle 300 işyerinden oluşan galerici sitesi bitti, bitmek üzere.

Önce ticari hayat canlanmalıydı, şehrin ayağa kalkması için elzemdi.

Hesap soran değil, hesap veren belediyecilik denilince akla ilk gelen isimdir Mehmet Akpınar.

*

Geldik Türkoğlu Belediye Başkanı Mehmet Karaca’ya. Depremin vurmadığı, acı tattırmadığı, zarar vermediği kişi, yer yok. Türkoğlu da bunlardan biri. Maddi-manevi ve beden kaybı çok iken depremden kaynaklı zorlukların üstesinden geleceğini ve kararlı olduğunu söyledi konuşmalarında, ‘helal olsun!’ dedik ve başarı diledik.

Başkan Karaca senelerin Türkoğlu ziraat odası başkanı. Ve muhtar. Yönetim başarısı tartışılır da, siyasetin de kıyısında dolaşmış. Başkanlık ayrı bir meziyet. Göreve geldiğinde usulsüzlüklere son vermiş. Aferin! Birçok alanda enkaz devraldığını, belediye içinde ve dışında düzeni bozulan çalışma sistemlerin yenilemiş. Kadroları yeniden düzenlemiş, gelir-gider dengesini ayarlamış ve esnaf borçlarını ödemiş.

Aferin!

Göreve geldiği bugüne kadar esnafa olan birikmiş 40 milyon borcu kuruşu kuruşuna ödemiş. Asıl enkazı mali açıdan belediyede olduğunu ima etti.

Fakat… İsim vermese de, senelerin başkanı Osman Okumuş’un şehrin 3. metropol olduğu iddiasını çürütmek istercesine, alaylı da olsa büyük bir iştahla ti’ye almaya çalıştı.

Başkana şunu sormak isterim, ‘Nöbeti devraldığınız o başkan YRP’nden olsaydı, acaba bu kadar acımasız eleştirir, tepkini gösterir miydin?’

Takdir ettiğim yanı ise, üniversite ve lise ile KPSS’ye hazırlanan öğrencilere yönelik ücretsiz dershane hizmeti… Mükemmel, harika eğitim projesi. ‘Çocuklarımızın kaderi babalarının çalıştığı fabrikalarla sınırlı olmayacak, onlar gelecekte bu fabrikaların makinelerini tasarlayacak!’ sözünü alkışlamadım desem Allah çarpar!

Gençler bizim umudumuz, geleceğimiz.

Bir şey dikkatimi çekti, bugüne kadar bir su tankerlerinin dahi bulunmadığını, şimdi ise bu ihtiyacı karşıladığını ifade ederken, kendi kendime ‘essah mı?’ diye sormadan edemedim.

Fakat senelerin tecrübesi Osman Okumuş’u bir kalemde silmesi, itibarsızlaştırmaya çalışması şık değildi. Dil ve üslup farkı ortaya çıkarken, ilçeyi yeniden inşa edeceğine ve geleceğe taşıyacağına emin olmak istiyorum.

Yerel yönetim, yani belediye başkanlığı buğday, mısır ve pamuk ekmeye benzemez!

Biraz da insan ekmeyi denemek gerekiyor!

NOT: Yeni yılın ilk günü siteye girecek yazım; ‘Maraş hamile kaldı!!!!’

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol