Söylemesi ayıp ben de bir emekliyim. Bakın size yılın ilk ayında bir kıyak müjde veriyorum ki, kıymetimi bilirsiniz artık! yaza şunun şurasında ne kaldı. Çete Bayramı’ndan sonra Maraş’ın yazı der büyükler. 6 Şubat depreminin yıldönümü arkasından çete bayramı, gelsin yaz bahar ayları, sonra Ramazan, arkasından bayram, eh bayram sonrası da eve çöreklenip kapanacak değilsiniz ya, üç beş kuruş da biriktirdiyseniz emekli maaşınızdan, doğru tatile ve de şezlong benden!
*
Bakın bu kıyağımı inkar ederseniz, zamlı elektrik çarpmışa dönersiniz! Artık sevinçten göbek mi atarsınız, lokma döktürür gariplere mi dağıtırsınız siz bilirsiniz de, bu sene tatil deyince bizim gibi emeklinin aklına şezlong gelir, gelmeli.
Her ne kadar emekliler yılı geride kaldıysa da, ülkede 16 milyon emekli var, emeklinin olduğu toplumda ‘emekliler yılı’ hiç eksik olmaz.
Bir de indirimli sinema mesela. Böyüklerin film çevirmesine aldırmayın siz, Kemal Sunal’ın, Şener Şen’in, öldü gitti Allah rahmet eylesin Ahu Tuğba’nın filmleriyle idare edin, nasıl olsa indirim var sana-bana.
Bedava sirke baldan tatlı derler. Şükretmeyi unuttunuz zaten, halinize şükredin, hamdolsun deyin, ‘bunlara da şükür’ deyin, tevekküle sığının, biriktirdiğiniz, şöyle kara günler için bir yere tıkıştırdığınız üç-beş kuruşu tatile ayırdıysanız, ne mutlu size, gidin bir kurban kesin, bir budunu da bana gönderirsiniz artık!
*
Allah iyiliğini versin, iyi ki TÜİK denen bir kurum var da, zaten işi gücü bizi düşünmek, bizim yaşam standardımızı artırmak için enflasyon rakamlarını güççük göstermek, alacağımız zamları etkilemesi açısından uzun ve özverili çalışma sonrasında belirlediği rakam yüzünden nasibimize düşen, payımıza düşen, hissemize düşen zam oranı, maaş farkı ile de bir çeyrek altın alırsanız, yakında yeğenimin düğünü var, gelip onu da takarsınız artık!
*
Dalga geçmiyorum! İnanmıyorsunuz galiba, yahu ben de bir emekliyim.
Faturalar kredi taksitlerine dönmüş,
Kiralar maaşlarla yarışır hale gelmiş… Hepsini geçeceksin, koyacaksın bir tarafa. Tatili düşün, A Haber izle mutlu ol, yaşamın keyfini çıkart, tatilin takvimini belirle, git bir sahil beldesine, ilçesine, bedava hediyem olan şezlonga uzan şöyle, 2025’e dair hayallerini kurt, unut memleketi, dertleri, hatta gazete bile okuma, televizyon dahi seyretme, ki günaha giriyorsun, hatta ve hatta kimseyle 3 S, yani siyaset, spor ve seks de konuşma bak tatilin nasıl geçtiğini bilemeyeceksin.
Huzur bulacaksın!
*
Emekliyiz ama ayaktayız çok şükür, hamdolsun. Enflasyona da ezdirmediler bizi. Belki bugün yarın ağanın eli tutulmaz denilerek ‘refah payı’ adı altında üç beş kuruş daha eklerler maaşlara diyecektim de, o da olmadı, piyango vurmadı bu sefer.
Aslında yetkim olsa, bütün emeklilerin sinirlerini aldırırım. Belli bir yaştan sonra huzura ihtiyacı olan 16 milyon bağırıp çağırmaz, küfretmez, günaha girmez, valla doğru cennetlikler!
Cennet yüzü göresice emekliler, altın yılınızı yaşıyorsunuz ve de siz kendi kendinizin kıymetini bilmiyorsunuz!
*
Acından ölen bir emekli var mı, duydunuz mu, okudunuz, izlediniz mi?
Yoook! İki rekat şükür namazı kılsanız bedestende babanız mı arlanır! Bak, geçenlerde televizyonda izlemişsinizdir, bir bayan sokak röportajında eşinin aldığı asgari ücretle hem kira ödüyor, hem çocuklarına kaju yediriyor, hem de gül gibi geçinip gidiyor. Kendisinin de ne yediğini gidin kendine sorun!
Kusura bakmayın ama çok nankörsünüz, çoookk!