Tam da tatile çıkma hazırlığı içinde iken, takvim için program yaparken, yol, otel, yeme-içme ve deniz masraflarını kara kara düşünürken, bize, bir emekliye pahalı gelecek tatil için lüks diye düşünürken, imdadıma Kültür ve Turizm Bakanlığının; “Emeklilerimiz için yeni bir müjde!” başlığı ile “Girişleri ücretsiz olan halk plajlarımızda artık şezlong ve şemsiye de emeklilerimize ücretsiz olarak sunulacak” açıklaması geldi.
Müjde gibi bir şey işte.
Sevinçten olsa gerek sabaha kadar uyuyamadım. Haberi duyar duymaz valizleri, çantaları ve tatilde kullanılacak eşyaları hazırlama çabası içinde iken, şunu da bekledim ki yol ücretleri, otel gibi ciddi tatil bedeline yüzde 80 yansıyacak kalemler için de müjde gelsin diye bekledim, olmadı, gelmedi. Sıcakta yürüyecek hali yoktu demek.
*
Harika bir müjde değil mi? Bildiğin kral muamelesi! VİP hizmeti...
30 yıllık emekli adamım. Tatil, deniz benim de hakkım. Zaten deprem derken, ekonomik şartlar derken beden de zihin de yoruldu, tatili hak etti dedik ve karar verdik.
Şöyle uzaklara gidip kafa dinlemek varken, şu sıcakta kim durur şehirde. Ha, oralar efil efil esiyor mu, oralar daha sıcak ve rutubetli değil mi derseniz, olsun, havası yeter.
Yıllardır emekliler bu haberi bekliyorlardı. Hatta dernek kurmuşlar; ‘plajlarda şezlong ve şemsiyeler bize bedava olsun!’ diye tutturuyorlardı. Haliyle sağ olsunlar bu yakarışlara kulağını tıkayamadı büyüklerimiz!
Sevindik delisi oldum resmen!
*
Emekliler sevinçten çıldırıyor olmalı şu anda... İyi de nasıl verilir böyle bir müjde? Arkadaş bu kadar önemli bir gelişme aniden söylenir mi benim gibi yaşı 70’i geçmiş ihtiyar adama? Kalp, şeker, tansiyonu olan varken hele hele.
Şezlong, şemsiye bedavaysa, her şey yolunda... Atıştıracak bir şey de alırsın yanına, denize giren-çıkan insanları seyreder keyif çatarsın, güneşin ve denizin tadını çıkartır, şehirde, depremde yaşadıklarını unutur, şehir gibi kısa sürede kendini toparlarsın.
Biraz tuzlu olacak ama olsun be! Büyüklerimiz düşünmüş madem, ‘emekli vatandaşlarım da tatil yapsın, şezlong ve şemsiye benden!’ demiş, eh büyüklerimiz istedi madem, gitmesek ayıp olacak!
Hem turizm sezonuna katkı vermiş olur, hayır işler, dua alırız.
*
İşte asıl mesele o sahile ulaşabilmek… Şu ekonomik darlıkta, işlerin kesat olduğu zamanda, yaşamın her geçen gün daha da zorlaştığı günümüzde, sahile ulaşabilmek, şöyle kafana göre bir beleş şezlong-şemsiye bulabilmek ne kadar kolay olacak onu bile düşünecek halde değilim.
Of, of! Ne yapacağımı şaşırdım. Oysa bu harika müjdeyi, yani beleş şezlong ve şemsiyeyi atlamak, boşa geçirmek istemiyorum. Büyüklerimiz bir fırsat koymuş önümüze, gitmesek canları sıkılacak, turizm olumsuz etkilenecek haliyle.
Ama yol ücreti pahalı. Oteller anasının nikâhını istiyor. Yiyecek içecek desen almış başını gitmiş, ee, emekli maaşımızın tutarı da belli.
Ne yapsam bilemiyorum. Karar vereceğim, uçuk fiyatlar kadar beleş şemsiye-şezlong aklıma geliyor, iki arada bir derede gidip geliyorum.
*
Olsun be dedim sonunda. Madem işin içinde beleş şezlong ve şemsiye var, eh emekliyiz de, gideriz anasını satayım dedim, karar verdim.
Bekle beni deniz, bekle beni kumsal, bekle beni beleş şezlong ve şemsiye. Kollarımı açtım sana geliyorum!
Bana ne elin Avrupalı emeklisinden!