banner1524

Bu anlamlı sözü, pazar günkü Hürriyet Çukurova ekinde okudum, hoşuma gitti. Dedim en iyisi bu veciz sözü okurlarımla paylaşmak, belki birilerine, bir yerlere mesaj veririm de sevaba girerim, birkaç kişiye faydam dokunur diye düşündüm, aktarmaya niyet ettim.

Eski bir deyiş imiş, yeni öğrendim. Olsun, cahillik ayıp değil!

Bir kabadayılık ifadesi imiş aynı zamanda. Malum, her meyve ağacında olduğu gibi, dut ağacı da çabuk büyüyen, enine gelişen ağaç iken, genellikle engin dallardaki dutlar, ya da meyveler toz toprak içinde olurlar.

Toz toprak içindeki meyveler de genellikle sağlık açısından yararlı olmazlar.

Hatta derler ki, bilmem neresi yere yakın olandan hayır gelmez, gibi bir söz var. Bunu isterseniz meyve ağaçları için de söyleyebiliriz.

*

Dut ağaçlarında dutların, yani meyvelerin üst dalları genellikle temiz olurlar. Alttakilere el uzatan çok olduğundan, kirlidirler, tozludurlar, mikrop barındırırlar.

*

Bizim bu meselede demek istediğimiz şu; biz övgüye layık olmayanları yere göğe sığdıramayınca, o da kendini bir şey sanıyor. Kendi adıma konuşuyorum, bunu yapıyoruz zaman zaman. Bazılarına bakıyorum, fuzuli yere kendini padişah sanıyor, bir havada, bir çalımda ki, zannedersin ki bilmem nereye belediye başkanı olmuş.

Oysa satışlar ağırlık hesabına göre değil, vitrine, vizyona göre olmalı ki, kayda değer olsun. Biz ne yapıyoruz, çapulcuları, sözde ağayım-paşayım diyenleri pohpohlayıp hak etmedikleri yere taşıyoruz, sonra da halktan fırçayı veya paparayı yiyince çark ediyoruz.

*

Kişilere hak etmedikleri değeri verdikçe, bunu hak edenleri de görmemezden gelince, hak ve adalet tecelli etmiyor, haksız rekabet kendini gösteriyor ki, etik kaçmıyor.

Bilmem nereye yakınlardan hep uzak dururum.

Bunlara arabalar da dâhil. Sanki yere değecek gibi, her zaman kaza yapabilme ihtimali belirlenmişken, sanki bir hayır gelecekmiş gibi, o da kendini bir halt sanınca, işin rengi kaçıyor ve cılkı çıkıyor.

*

Siz siz olun, bilmem neresi yere yakın olanlardan uzak durun.

Peki, boyu uzunlar, sırık gibilerde bir marifet var mı, derseniz, onu da başka gün konuşur, tartışırız.

Şimdilik bu kadar!

*

Dut üzerine yazılmış bir dörtlükle yazıyı bitirelim de, maraza çıkmasın!

Dut ağacı dut verir,

Yaprağını kıt verir

Girsem yarın koynuna

Sarıldıkça dat verir! 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527