Siz isteyin, yeter!
*
Koltuk, makam, ünvan, para insanı zıvanadan çıkartıyor! Güce tapan cücelerin, ne oldum delisi durumuna düşenlerin, koltuk-makam hırsına bürünenlerin iflah olmadığını tarih yazmıştır, yazacaktır.
Kişi büyüdükçe küçülmesini bilmelidir diye öteden beri söylenen bir deyim vardır ki, insan hem yaşı kemale erdiğinde, hem de maddi ve manevi açıdan zenginleştiğinde, kibirlenmemeli, böbürlenmemeli, dağları ben yarattım dememeli, kasıntılı kasıntılı gezmemeli.
Çünkü koltuklar, makamlar, lüks araçlara kimseye baki değil. Günü, vakti geldiğinde, altından sabun köpüğü gibi kaydığında, kırdığın, üzdüğün dostların yanında olacak sadece. Bugün selama bile vermediğin, telefonlarına bile çıkmadığın…
Bunu bildiğin halde, sana arka çıkan, yanında olanları takmama, telefonlarına çıkmama gibi bir huy edindin ki son günlerde, bu huy seni kötü yola sürükler Osman!
*
Demiştik. “Şımarmayacaksın, abim, dostum dediğin insanlara tepeden bakmayacaksın, özeline girmem, beni ilgilendirmez de, mahkeme kadıya mülk değil, zamanı geldiğinde, ‘in o koltuktan, başkası oturacak!’ denileceğini bildiğin halde, bu ne şımarıklık, bu ne vefasızlık be Osman!” diye yazmıştık.
Kibiri bırak, gururu bırak, ahmak olma. Ne demişti merhum Sakıp Sabancı, “Gurur ahmaklık, kibir eşşekliktir!” Gurur, kibir seni hatalara sürükler. Çevrendeki dostlarının sayısını azaltır.
Kibire kibir sadakadır Osman! Bunu aklından çıkartma ve akıllı ol. Babanın zenginliği para etmez, seni de kurtarmaz!
Günü geldiğinde o koltuğu çok ararsın, başını taşlardan taşlara vurursun da, iş işten geçmiş olacak be evladım. “Ben nerde hata yaptım!” der, pişmanlık türküleri seslendirirsin de, başını çevirdiğinde yanında kimsenin kalmadığını göreceksin Osman! Akıllı ol, ne oldum delisi olma!
Aha bir senen gitti, kaldı geriye 3 yıl. Rabbim nasip ederse, 3 yıl sonra yine görüşürüz senle…
*
Yazımı okuyanlar, ‘Ulan kim bu Osman, gene Fiskeci abimiz sallamış, isim vermemiş ama fena bindirmiş!’ demeyesiniz diye adını da yazıyorum. Osman Okumuş.
Biz Okumuş adam başka olur dedik, yazı da yazdık, haber de yaptık, nafile namazı kadar değerin yokmuş meğer!
Seni sevdiğim için yazdım bunları. Hem de, seni senden daha çok sevdiğini söyleyenden fazlasıyla…
Devamı ve arkası gelecek… Bu arada, özel istekleriniz olursa beklerim, lütfen çekinmeyin, isteyin!