Sizi temin ederim, böyle bir yazı yazacağımı söyleseydim, ‘Yapma Mehmet abi, etme gözünü seveyim!’ der, beni yazmaktan alıkoyma adına caydırma cihetine giderdi.
Bu yazıyı yazmama; bir Karamanlı kavşağındaki ‘Kıymetini bil’ apartmanı, diğeri de Bertiz yöresinin hafızası, değerli kardeşim Yusuf Kökünöz sebep oldu.
Deprem yaşamışız, acılarımız taze, umutlarımız, hayallerimiz, hatıralarımız gitmiş enkazla birlikte bilinmedik yerlere, bu kadim dost da seçileli daha bir yıl bile olmamış, bakıyorum hemen eleştirmeye başlayanlar çıktı piyasaya.
Tamam, eleştir, Fırat Görgel eleştirilmez diye bir kanun hükmünde kararname yok da, ama hakkaniyeti, seviyeyi, eleştiri kültürünü de gözardı etme, unutma!
Eleştiri hakaret değildir. Önce bu gerçeğin farkında olmamız lazım!
*
‘Git şuradan bana bir çay getir!’ desen, çayın yarısını tabağa dökecek, 2 davar versen güt diye, 2 davarı güdemeyecek davarlar, tik-tok sosyal meczupları, sosyal medya maymunları Fırat Görgel Başkanı eleştirmek için kimden, kimlerden talimat alıyor bilemem de, ya sabretmeyi bilin-öğrenin biraz, zaman tanıyın biraz, Allah korkusunu yüreğinizde hissedin biraz!
Kendilerini anlatırken, çevresine pazarlarken bir de; ‘araştırmacı gazeteci’ demiyorlar mı, ifrit olası geliyor insanın! Karakterinden değil, uyduruk etiketinden güç alıyor aklı sıra!
Fırat Görgel babamın oğlu değil. Şu bir seneyi doldursun, sonra bakarız icabına, eleştirilecek tarafı varsa hep beraber yüklenelim, el birliği ile. Ama gelenin keyfi için geçmişe hakaret ne gazeteciliğe sağar, ne insanlığa. Yoksa, merhum Mehmet Akif’in kemikleri sızlar!
Ama kul hakkını unutmadan, eleştiri kültürünü, gazetecilik etiğini (sosyal medya demiyorum, dikkat çekerim!) unutmadan yapamadıklarını, söz verip de yerine getiremediklerini tabi ki eleştiri konusu yaparız.
Ama süre tanıdın mı, ‘vakit var, daha erken!’ dedin mi kendi kendine!
Yani bir nefis muhasebesi yaptın mı?
Klasik de olsa yazmadan edemeyeceğim, sevgili Fırat Görgel bu şehir için, imar ve inşası zaruret haline gelen Kahramanmaraş için bir şans, bir fırsat.
Yahu bırakın, fırsatı elinizin tersi ile itmeyin, yürüyen atın başına vurmayın, bindiğiniz dalı kesmeyin!
*
Lafım siyasetle uğraşanlara.
Geleceğe dair düşünceleriniz, hesabınız-planınız olabilir. Gelecek dediysem zaten derdiniz koltuk, bütün hesabınız bu koltukta söz ve güç sahibi olmak! Biliyorsunuz ki şu sıralar kamuoyu nezdinde bir kıymeti harbiyeniz yok!
Üstelik de çok sinsisiniz.
Vatandaş size sayın …….. bilmem ne diyorsa, sevdiğinden değil, sağlam ve güvenilir bir siyasi duruşunuz olduğundan değil, halka rağmen siyaset yapılmayacağını bildiğiniz halde halktan kaçan siyasetçi profiliniz yüzünden vatandaş sizin yüzünüzden siyasetten soğudu.
Partiye, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’a zarar veriyorsunuz, şehre zarar veriyorsunuz!
Bulunmaz Bursa kumaşı gibi görüntü verseniz de, kibrinizden, yüksek egonuzdan, çalım-çehrenizden vatandaş derdini, sorunlarını size açmaktan bile imtina eder hale geldi.
*
Bakın, senin, benim, bizim, hepimiz için adam Maraş’ı unuttu, şehre bir katre hizmet için Ankara’yı Çarşıbaşı yoluna çevirdi, bir gün şu bakanla, bir gün bir başka bakanla şehrin temel ihtiyaçları, kaynakları, imkanları için uykuları kaçırırken, eleştirinin dozunu ayarlamanız için size ayar memuru mu tahsis edilmeli?
Gerçi ayarınız bozuksa ayar memuru ne halt etsin!
*
31 Mart mahalli seçimlerinde karşı mahalle de belediye başkanlıkları kazandı. Sizin yüzünüzden! Bayanlar ayağım çamur olur diye kırsala gitmekten imtina etti, oysa geçmişte bu partide kadınlar seçim kazandırmıştı. Kadınları bile partiden soğuttunuz. Ayaklarınıza galoş geçirip gittiğinizde, garibanı kapıda selamlayıp, içeri girmeyi kendinize zül saydınız.
*
Aslında yazacak çok şey var da, yer dar.
Vatandaş uzun yazı istemiyor, bana sitem ediyor. Demem o ki, şayet Fırat Görgel 31 Mart mahalli seçimlerinde büyükşehirden aday gösterilmeseydi, büyükşehir belediyesi bile öteki mahalleye taşınacaktı.
Siyasetin namusunu, partinin itibarını korudu, kurtardı. AK Parti teşkilatı, çiçeği burnundaki il başkanı Muhammet Burak Gül ile yeniden toparlandı, insanlar güler yüzle, umutla belediye ve parti kapısından çeri giriyor.
Size gelince! Yakında kapının önüne konulacağınız günler yakın!
Yatın kalkın Fırat Görgel’e dua ve şükredin!
Kıymetini bilin, gölge etmeyin, yeter!