banner1524

Yooook, sakın ha yanlış anlamayın, bu bir üniversite sınav sorusu değil. Anket sorusu da değil yaklaşan seçimler arifesinde.

O gün, Vatan Gazetesinde, yazar Ruşen Çakır’ın yazısını okudum, “Gazeteci gazetecinin kurdudur!” diye tanımlamış da, birkaç cümle bizim de katkımız olur mu acaba diyerek iki satır kelam etme hakkımızı kullanalım istedik.

Kısa süre öncesinde, AB ilerleme raporunda da hak ve özgürlükler, bu arada basın özgürlüğü konusunda Türkiye’yi ciddi eleştirilmiş, uyarmışlar.

Kim uyaran!

AB. Bir de ilerleme raporu icat etmişler, sokmuşlar bir taraflarına, Türkiye’yi uzaktan kumanda ile idare etmeye çalışıyorlar dümbelekler!

Ya notumuzu düşürüyorlar, ya basın özgürlüğünün olmadığını duyuruyorlar ki, bilmeyen de essah belleyecek!

Oysa dost var,  düşman var!

*

Neyse, AB ilerleme raporunun yazdıkları, bizim için düşündükleri başını yesin! Canları çekiyorsa, başka bir şeyler de yiyebilirler, bence sakıncası yok! bayram da geride kaldı ama,  daha evlerde et vardır!

Sinirli demezlerse!

Gerçi cırındırığı alınıyor ya, yine de sinir kalıyor bir tarafında!

*

Gelelim gazeteci, gazetecinin nesi olur sorusunun cevabına;

Gerçekten kurdu mu, kader ve yol arkadaşı mı, rakibi mi, dostu mu, düşmanı mı?

Başka mesleklerde de böyle midir bilmiyorum ama, 44 yıla yaklaşmakta olan meslek hayatımda “gazeteci gazetecinin kurdudur” sözünün doğruluğunu net bir şekilde görüntüleyen, gözlemeyen birisiyim.

Örnek verecek olursam;

Başka meslektaşlarının ihbarı, hatta kimi durumda komplosu yüzünden içeri giren çok gazeteci var bu memlekette. Yazdıkları ile, eleştirileri ile, fincancı katırlarını ürkütmeleri ile bilinen, ama sağlam, ama kapı gibi gazetecilerin de mahkemelerden başını alamadığını bildiğim için diyorum, basın özgürlüğü ihlallerine karşı zorlukla mücadele yürütmeye çalışan gazetecilere en fazla çelmeyi de yine meslektaşlarımız atıyor.

Yani bizim meslekte kazık atmak, adam satmak çok kolay!

Alırsın, beslersin, büyütürsün, toplum içine sokarsın,  ama en büyük ihaneti, en büyük kazıdığı da o emek verdiklerinden yersin!

*

Peki bu niye böyle oluyor!

Zor bir soru. Cevabı kadar…

Sahiden, gazeteci gazetecinin kurdu mu, yoksa rakibi, düşmanı, dostu, arkadan vuran, haberini ve emeğini çalan beleşçi mi?

Hayatta herşey geçiyor.

Şimdilik şunu söylemekle yetinmek istiyorum; bazı meslektaşlarımız, özgür bir medya ortamında bugün sahip oldukları iktidarlardan mahrum olacaklarını bildikleri için,  bu statükonun, yani ihlallerin sürmesini yeğliyorlar da, nereye kadar, onu kestirmek güç!

Siz yine de bir düşünün isterseniz, tartışın kendi aranızda, gazeteci gazetecinin nesi olur diye!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527