Gazeteci soru sorar! Ve çapulcular…

27 Haziran 2013, 11:39

3410 kez okundu.

Bizim insanımız, gazetecinin soru sormasından ziyade, şayet yandaş ise, muhatabına çanak sorular sorulmasından hoşlanmaz. İşine gelmeyen, cevabını veremeyeceği soru karşısında hangi gazeteci olursa olsun, belki o an tavır alamaz, yüzünü ekşitmez ama içinden gönül koyar.

Vurucu, imha edici sorular işine gelmez işadamının, siyasetçinin, bürokratın…

Sorsa bir türlü, sormasa musakka!

Gazeteci soru sorduğunda, bazıları bunu kışkırtıcılıkla yorumlar. “Tamam, zaten o tetikçinin tekiydi, ondan da ancak bu tür sorular beklenir zaten!” diyenler kadar, “Ulan helal olsun, sorulmayanı sordu, muhatabının ümüğünü sıktı, adam bunaldı karşısında!” alkış çalanların da olabileceği toplumda, siyasetçiler en çok çanak soruları severler.

Hele karşısındaki gazeteci de yandaş ise, şunu sor, bunu sorma tarzı akıl vermeler, yönlendirmeler de olur ki, zaten o gazeteci de gazeteciliğini yitirmiştir çoktan. Kiralanmıştır, satılmıştır, ihaleye çıkarılmıştır.

Aklını, beynini, cüzdanını ve vicdanını…

Çok soru sorarsan, dikini dikine gidersen, bir köşeye sıkıştırırsan karşındakini, etiketin hazır, “çapulcu…”

Tabi çapulcuların soruları hep karşılıksız kalmıştır. Zaten o tür insanlar bir daha ekrana çıkmaz, çıkamaz. Zaten o çapulcunun sorduğu soruya mantıklı cevap da gelmez.

Peki ben size bir soru sorayım.

Ben çapulcu bir gazeteci miyim?

Tanırsınız, yazılarımı okursunuz az çok. Tabi yazdıklarımızı beğenen olacak, beğenmeyen çıkacak. Çünkü herkesin meşrebi, inancı, partisi, demokrasiye bakış açısı ve tuttuğu takım farklı. Zaten herkes beğeniyorsa, ya beğenende, ya da bizde bir sıkıntı var demektir ki, bu da bizim işimize gelmez.

Ama dikine dikine soru soran, karşısındakini bunaltan, terleten, bakışlarını sağa sola kaçırtan gazeteci bana göre iyi gazetecidir.

Tabi soru sormak da bir kültür işi.

Bir kere…

Gazeteci ile bir araya geldiyseniz, gelmek gibi bir mecburiyet içindeyseniz, sorulara açık olacaksınız, tehennili cevaplar verecek, biraz da, çokça da tahammüllü olacaksınız.

Tahammül edemiyorsanız, sorular karşısında rahatsız oluyorsanız, yemeyeceğiniz yemeğin başına geçmeyeceksiniz!