Kimse kusura bakmasın, zaman zaman bizler de hata yapabiliyor, pot kırarak dostlarımızı, en yakınlarımızı üzdüğümüz olmuyor değil. Bir dokunuyorum sazın teline, bam tarafından, boynu bükülen var, üzülen var, ‘bu da bana yapılır mı?’ diyenler var. O bakımdan, bilgisayarda, klavyenin başına geçtiğimizde, daha dikkatli olmaya özen gösteriyorum.
Ne olur, ne olmaz diye.
Dostları kırmak, incitmek, çok acı. Kaldı ki hiçbir arkadaşım, meslektaşım, birilerini kırmak, üzmek için heyecan duymuyordur. Eminim buna.
Elde olmadan, dilimize sahip olamadan belki pot kırdıklarımız olsa da, çıkıp özür dilemesini biliyoruz en azından.
Fikirlerimiz, yorumlarımız ve haberlerimiz zaman zaman çatışır da. Görüş ayrılığımız da olur. Aynı habere aynı yorumu veremeyebiliriz.
Mesleki anlamda, duygusal anlamda birbirimizi anlarız ancak. Neticede aynı gemideyiz, aynı yolun yolcularıyız. Ekmeğimizi aynı kulvarda arıyoruz.
Neşeli halimizi, sıkıntılı zamanımızı, keyifli anlarımızı biliriz. Çoğu zaman ayrı dünyaların insanı olsak da, aynı geminin yolcuları olan bizler, birbirimizi anlarız.
Anlamak zorundayız!
Yoksa bölünürüz, parçalanır, yok oluruz!
Bunu fırsat bilerek zayıf ve eksik yanlarımızı gözetleyen, avuçlarını oluşturan çok insan var çünkü.