Ölüm hak, ki bundan kaçınmak mümkün değil. İnsanoğlu, doğuyor, büyüyor, vakti saati geldiğinde öbür tarafa intikal ediyor. Ederken de, arkasında bıraktığı iyilikler konuşuluyor. Yaptıkları, söyledikleri, eylemleri kantara çekildiğinde, sevap-günaha defteri işliyor.
Rabbim bizleri cennetinde buluşturduğu kullarından eylesin!
Dünya kimseye kalmıyor. Bir türlü doğan insanlar, bin türlü yaşama veda ediyor. Kara toprağa girdiğimiz zaman da amel defterleri açılıyor, sevaplarımızla, günahlarımızla hesap veriyoruz.
Öteden beri derler işte, hep iyi ve güzel insanlar ölüyor. Değil…
Allah herkese bir yaşam süresi tanımış. Bunun dışında kimseye şans yok. Bu dünyada toplayacağı rızk ne kadarsa, fazlasını götüremiyor.
*
Önce Fahri Gemci ayrıldı aramızdan. Avcılık ve atıcılık kulübü yanında, trap atışlarında da başarılı dönemler geçirdi. Spora, güreşe emek verdi, zaman harcadı. Aynı zamanda da mali müşavirdi. Ama baba adamdı. Herkesin Fahri abisiydi. Yürekli ve samimi insandı. Kırmayan, dökmeyen, incitmeyen bir karaktere sahipti.
Zaten hastaydı da. Uzun süre tedavi de gördü. Ancak aramızdan ayrılması ani oldu. Duyduğumuzda şok olduk, lakin yapacak bir şey yoktu, hak vaki olmuştu.
Emir büyük yerdendi.
Nur içinde yatsın!
*
Ziver Tekerek ağabeyimiz, sanki bu şehrin nüfus müdürüydü ve sanki herkesin nüfus cüzdanını veren kendisiydi. Herkesi tanırdı, tam bir Maraşlı olup, dostluklara, samimiyete çok önem verirdi.
Belediye başkan vekilliği yaptığı dönemlerde, ki sonra da emekli oldu, çarşı Pazar gezdi, arkadaşlarını ihmal etmedi, en çok da Yaşar Pastanesine takılır, ekiple günü gün ederdi. Bir gün beni evine davet etmiş, kendisi ile uzun bir sohbet etmiş, röportaj yapmıştım. Bana, “Maraş yansa nüfus kaydını yeniden yazarım” diyebilmişti.
Ona abi derdik ama baba adamdı. Ve herkese iyiliği dokunan güzel insandı.
Tipik Maraşlıydı ve espriyi severdi. Güzel giyinir, güzel konuşur, güzel hitap ederdi.
Mekânı cennet olsun!
*
Ve acı haber birkaç gün önce geldi. Kardeşi, bizimde sevip saydığımız değerli insan, merhum Hacı Duran Gökkaya’nın oğlu sevgili Murathan Gökkaya mesajda, ablası Hilal Gökkaya Ülgen’in elim bir trafik kazası sonucu yaşamını yitirdiğini bildiriyordu.
Ve babasının yanına, Gölbaşındaki mezarlığa defnedildi.
Murathan Gökkaya, vefalı bir evlat. O kadar da beyefendi, kalender ve dürüst. Bir insan babaya, aileye bu kadar mı düşkün olurmuş, helal olsun!
Tabi üzüldük. Yaşı kaçtı bilmiyorum ama merhume Hilal Gökkaya Ülgen’in trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesi, bana babası, dost insan, güzel insan merhum Hacı Duran Gökkaya’nın vefatını hatırlattı, beni bir kere daha hatıralar denizine götürdü.
Merhume Hilal Gökkaya’ya Allah’tan rahmet diliyorum.
Sevgili Murathan Gökkaya ve Gökkaya ailesine sabır ve metanet temenni ediyor, hep güzel insanların aramızdan erken ayrılışının da bir hikmeti var diye düşünüyorum.