Ne zaman arasam, ‘neredesin!’ demeye bırakmıyor zaten, ya Ege’de bir şehirde, ya Güneydoğu’da bir belediye başkanı ile beraber, ya Ankara’da tanınmış bir bürokratın yanında, ya da il il, ilçe ilçe gezdiği için en çok da siyasilerin yanında yer alınca, bazen içimden diyorum, ‘Evliya çelebi bu kadar gezseydi, herhalde yorgunluktan geberirdi.’
Bizim yerel basının Evliya Çelebi’si mübarek! Herhalde Türkiye’de ayak basmadık toprak, gitmedik şehir, uğramadığı ilçe kalmamıştır.
Bir yerinde dursa, bir otursa ofisinde, ama yok, tutabilene aşk olsun!
*
Ekmeğini taştan çıkartıyor.
Artık deprem sonrası şehirde yazılı basın bittiği için, basına destek verecek camia azaldığı için, reklamı, abone olmak gibi destek amaçlı yardımları düşünmeyen bir şehirden ekmek çıkmayacağını bildiği için, kısmetini, ekmeğini dışarıda arıyor, herhalde, mutlaka buluyor olmalı ki, Ankara’lardan, İzmir’lerden, Urfa’lardan beri gelmiyor.
Maraş’a bir uğrasa, ne yaptın diyeceğim de, gören yok.
*
Depremden sonra ekmek dışarıda, pasta dışarıda, destek dışarıda iken ne işi var Gökhan Şahin’in Maraş’ta?
Gece demiyor, Pazar – tatil demiyor, sürekli dışarıda, ekmeğinin peşinde. Bir şeyler yapmaya çalışıyor, bir şeyler üretmeye çalışıyor kendince, başarılı oluyor, verimli oluyor veya olmuyor bilemem, ama bir çaba içinde, bir gayret içinde, bir ekmek kazanma derdinde.
Kendisi hayatından memnunsa, ki her halinden belli memnun olduğu, bize de helal olsun demek düşüyor!
*
Komşunun tavuğuna kışt demiyor. Kendi doğruları var, kendi koyduğu hedefler var ajandasında, onları uyguluyor. Kimseye karıştığı yok, göçtüğü yok.
O bizim mahellenin delisi, o bizim mahallenin acar gazetecisi, o bizim mahallenin heyecan kasırgası, o bizim mahallenin deli fişeceği, o bizim mahallenin elde tutulmaz, yerinde durmaz gezginci gazetecisi.
Kim ne derse desin, sen, ben, öteki beriki ne düşünürse düşünsün, Gökhan Şahin ekmeğini değil taştan, mermerden çıkartan bir deli oğlan.
Helal olsun!