Sizi Tanıyabilir miyiz?
1989’da Kahramanmaraş’ta doğdum. Eğitimimi de memleketimde tamamladım. Turizm otelcilik okudum. Maalesef mesleğimi icra etmiyorum. Yapmış olduğum çalışmalarda güzel işlere imza attığıma inaniyorum. (gülüyor) Kısa bir örnek verecek olursak, turizm yıllarımda türkiye ve avrupa çapında birçok bar show ve koktely yarışmalarına katıldım. Hepsinde mutlaka derecelerim vardır. Kendimi kısaca özetlerken klasik cümlelerim olan fakat kişiler tarafından sevimli karşılanan ‘Astrolojide Kova, Evde Çocuk, Radyoda Yaramaz, Dışarıda Efendi, Kendi Aklını Kullanabilen, Naber Soruna Daima iyilik Diye Cevab Veren, Kısaca özetlersek Hayatı Seven|Değişik Bir Kişilik olarak adlandırıyorum.
Doğan Bey Uzun Yıllardır Radyo Sektöründe Olduğunuz Biliniyor. Sizin Radyoyla Tanışmanız Nasıl Oldu? Biraz Bahseder misiniz?
Belki şimdiki çağ’ın gençliği o zamanların sosyal medyalarını bilmeyebilirler. (gülümsüyor) Bizim zamanımız Mirc dönemi diye bilinen internet sohbet siteleri vardı. Bu platformlarda sohbet edenlere hizmet olarak canlı radyo yayını verilirdi. O dönemlerde Facebook, Twitter, instagram gibi Ağlar olmayınca hali ile çok kalabalık olurdu. Online User sayımız binlerce insandı. Bu platformda kullanıcı olarak giriş yapar sohbetlere dahil olurdum. Mükemmeliyetçilik kanımızda olduğundan dolayı, binlerce insanın içinde bir farkım olmalıydı ve bende oradaki radyoda yayın almak için uğraşlar vermeye başladım. Sonunda başardım ve “Müzik Kutusu” programımı milenyum sonralarında ilk yayına merhaba mı deme şansım oldu. Fakat oldukça amatördük. (kahkaha)
Şimdilerde “Müzik Kutusu” Önemli Bir Yere Sahip, Dinleyiciler Tarafından da Merak Edilen Konulardan Birisi Ekibiniz veya Destekçileriniz Var mı? Ayrıca Soy adınız Bora mı?
Tabi, bunu yayın içerisinde de dile getiriyorum. Burada 1 Yönetmen, 2 Asistan, Sesci, Teknik Eleman gibi birçok kişi ile yayın yapıyoruz diye. Fakat bu sadece benim hayal dünyam. (gülüyor) ilk defa dinleyen birisi rahatlıkla inanabiliyor, sürekli takip eden mübağla olduğunun farkında. Tamamen eğlence amaçlı kurgulanmış bir oyun diyebilirim. Teknik anlamda yayın esnasında radyomuzun görevli olduğu birileri oluyor, ekibimden demem yersiz olur. Şöyle bir şey var ki sosyal medyayı iyi kullanan ve bana gönüllü olarak ağlarımda paylaşımlar yapmayı görev edinmiş bu işe iştahlı arkadaşlarımız var. Onların hevesi kırılmasın, radyo kültürü nesillerce yürüsün, bir efor harcayıp emek veren meraklı genç arkadaşlarımız var. Fakat bunlar sosyal medyalarda etkin, benimle yayın esnasında yanıbaşımda değiller. Soyadımın merak konusu olması gayet normal fakat ben bunu saklayan birisi değilim, birçok kişi de biliyor. Gerçek adım Osman Doğan BASTIRMACI lakin benim ismimin ve soyadımın uzun olmasından dolayı, akılda kolay kalan bir isim olarak Doğan Bora’yı kullanmaya başladım. Yani yayın hayatımda ‘Doğan Bora’ olarak lans edilince hali ile gerçek hayatımda da ‘Doğan Bora’ olarak bilinmeye başladım. Zamanla da alıştım. Uzun yıllardır kullandığım ismimden bir rahatsızlık duymuyorum. (gülümsüyor)
Programınızdan bahsedecek olursak, Pozitifliğinize Hayranım. 3 Saat Boyunca Aynı Tempo ve Enerji ile yayını tamamlayabiliyorsunuz, bunu da hergün yapıyorsunuz. Aynı zamanda birçok etkinlikte de sizi görmek mümkün, Peki enerjinizi neye borçlusunuz?
Pozitif olmam öncelikle insanları sevmemden kaynaklanıyor. Herkes insanları benim görebildiğim yerden göremez maalesef ki, çocuklara olan hayranlığım, yaşama doğaya olan sevgim. En önemlisi de birilerine bir şey ögretmek, aşılamak ve bunun işe yaradığını görmek beni inanilmaz heyecanlandırıyor ve enerjik kılıyor.
Doğan Bey, sizce günümüzde radyoların ve radyocuların değeri nedir?
Radyocuların Kişilerin üzerinde çok önemli etkileri olduğunu hissediyorum. Radyoların ise toplumun üzerinde bir etkisi mevcut. Yayın esnasında kişinin ne yaptığını bilmiyorsun, bunu sadece hislerine dayanarak tahmin edip, yayın akışını sağlamalısın. Enerji dolu programımla yalnızlığını unutturacak, yerine göre hüznüne ortak olabilecek, heranı dinleyiciye tüm doğallığı ile yansıtabilmek önemli, doğrusu bu duygular pek anlatılmıyor.(gülüyor)Şunu da söylemek isterim ki yerel radyoların yayın mantığı oldukça farklı ve bu konularda da zıt düşüncelere sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Radyo kültürünü elimden geldiğince yaymaya, yaygınlaştırmaya çalşıyorum. Fakat radyo yöneticisi veya sahibi ver para, al paracılık oynadığı sürece maalesef ki yerel radyolar yerinde saymaya mahkumdur.
Gündelik Yaşamınızdan ve Radyoculuğun yanı sıra neler yapıyorsunuz Biraz Bahseder misiniz?
Radyoculuğun yanı sıra, şehrimizin etkinlikleri oluyor onlara katılım sağlıyorum, sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya çalışıyorum, eğitim kurumlarını ve derneklere ziyaretler yapıyorum, tüm bunları yaparken de kendime ait reklam ajans’ım var, reklamcılık üzerine haftalık eğlence bülteni çıkarıyoruz, Aile şirketimizde zaman zaman yer alıyorum, farklı da birkaç yatırımlarım mevcut. Elimizden geldiğince yararlı olarak yaşamaya çalışıyorum. (gülüyor)
Son Olarak Gündemde Olan Türkiye Gençlik Ödülleri Hakkındaki Düşüncelerini Alabilir miyim?
Bu tür yarışmalara katılım sağlamak radyo kültürünün yaygınlaşmasında etki gösteriyor. Aynı zamanda yerel radyo programcılarının ulusal anlamda kendilerini tanıtmak için büyük bir fırsat diye düşünüyorum. Bende bu fırsatı değerlendirmek için elimden gelen gayreti gösteriyorum. Benim gösterdiğim gayreti gören dinleyicilerimiz ve Kahramanmaraş halkı büyük destek gösteriyor. Ciddi anlamda bir algı oluşturduk ve gayet güzel ilerlediğimizi hissediyorum. Hem şahsım hemde hemşehirlerim için güzel sonuçlar almayı hedefliyorum. Aynı zamanda da Kahramanmaraş basınında gösterdiği ilgi ve alaka için çok teşekkür ediyorum.