“Rızıklar erken dağıtılır” derdi rahmetli annem...
Ve bizi erkenden uyandırırdı...
Çoğu zaman, aydınlık ve karanlık arası bir zamanda, sabahın seher vaktinde, simitçinin çağrısıyla hayata bismillah derdik...
Haddizatında, Osmanlı’da da, yaşam erken başlardı...
Dükkanlar ve fırınlar, sabahın ilk aydınlığında açılır ve tüm insanlık hayata uyanırdı... Günün sonunda, saat: 15:00 gibi de işler son bulmaya başlardı...
İkindi vakti sonrasında akşama kadar sohbetler ve muhabbetler devam eder, sosyal yaşamın canlılığı devam ederdi...
*
Çocukluk yıllarımızda sabahleyin erkenden kalkılır, seher vaktinin o güzel ve temiz havası teneffüs edilir, sabah namazı ve yapılan duaların arkasından ocakta kaynayan ve evin içerisine kokusu burcu urcu yayılan çorbalar içilir ve hayat erkenden başlardı...
“Erken kalkan yol alır” atasözü bir tecrübenin sonucu olarak söylenmiş bir sözdür...
İnsan, sabaha erken başladığı zaman, hayata hükmetmeye başlıyor...
İnsan güneşin üzerine doğduğu zaman, kendisini daha sağlıklı ve canlı hissedecektir...
Erkenden kalkıp hayata başladığımız gün, işlerimiz daha bereketli ve evlerimiz daha huzurlu olacaktır...
Bu hissiyatı hem ruhumuzun derinliklerinde, hem de bedenlerimizde hissetmeyenimiz yoktur...
Aslında sabahleyin evimizin bacasında tüten ocağı, buğulanan çorba kokusunu özlemiyor değiliz...
Aslında evlerimizde huzursuz kalplerle yaşamaktansa, eski günlerdeki gibi, seher vakitlerimiz bizimle kalsaydı diye düşünmüyor ve özlemiyor değiliz...
*
Sahabeden Abdurrahman bin avf (r.anh) zenginliğinin sırrını açıklarken;
1-Erkenden işine başladığını,
2-Az kâr kalsa bile müşterisini geri çevirmediğini ifade etmiştir...
Şafak vaktinde ozon gazı yüksek oranda olur, gittikçe azalır ve güneş doğduğunda yok olur.
Günümüzde, atmosfer tabakasında bulunan, yeryüzünü bazı zararlı ışınlardan koruyan ozon gazının fecir vaktinde yeryüzüne indiği, sonra güneşin doğmasıyla yükseldiği ortaya çıkmıştır.
Bu gazın sinir sistemine faydalı bir etkisi vardır. zihin ve kas faaliyetlerini canlandırır. Öyle ki, insanın zihin ve kas faaliyetlerini sabahın erken saatlerinde zirveye taşır.
Belki de bu sebeple, annelerimiz seher vaktinde evlerimizin pencerelerini açarlardı...
Evin içerisine rahmet girsin, rızık ve bereket girsin derlerdi...
Benim de hayatımda tam olarak uygulayamadığım; erkenden hayata başlamak, aslında İslam toplumunun ana karakteri olmalıdır...
Birçok toplumsal, sosyal ve psikolojik sorunlar; güneşin üstüne doğarak, erkenden hayata başlamakla çözülür diye düşünüyorum...
Yaşadığım bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum;
Genellikle erkenden işyerimi açtığım zamanlar çoktur...
*
2007 yıllarıydı, doğalgaz Kahramanmaraş’a yeni gelmişti ve ben doğalgaz sektörüne adım atarak ticaretime devam ediyordum...
Bir defasında işyerini sabahleyin erkenden, saat: 7:00 gibi açmıştım...
Emekli bir öğretmenimiz çıkagelmişti...
Yavuz selim mahallesinde evi olduğunu ve kombi-radyatör taktırmak istediğini ifade etmişti...
Sabahın erken saatinde üç gündür, saat:9:00’a kadar dolaştığını hiçbir işyerinin açılmadığını, sadece benim işyerinin açıldığını ifade etti...
Bu sebeple benimle anlaşmak istediğini ifade etti...
Ben “hocam şu anda mahallenizde doğalgaz yok, boşu boşuna para harcama, belki üç yıl sonra doğalgaz gelir.” Dediysem de, emekli öğretmen ısrarcı oldu ve parasının hazır olduğunu fakat iş bitiminde parayı vereceğini ifade etti...
Ben ne kadar vazgeçirmeye çalışsam da başaramadım ve fiyatı da biraz fazla söyledim...
Geçmiş gün,3 dairelik kombili doğalgaz tesisatına 9000 tl fiyat vermiştim...
Hoca da kabul etmişti...
İşin asıl fiyatı, ancak 8000 tl idi... 1000 tl fazla söylemiştim... Hoca, iş bitmeden para vermem diyordu, mahallede doğalgaz hattı yoktu...
Ben hayret ediyordum, neden kombi alıyor diyordum, işi yapmak istemiyordum, paramızı alamayız diye düşünüyordum, bu sebeple fiyatı yüksek söylemiştim, vazgeçsin istiyordum...
Ortağım metin bey karşımda, göz ediyordu, işi yapmayalım demek istiyordu...
Paramızı alamayız demek istiyordu...
Ben karar verdim; ”tamam hocam yapalım” dedim...
Ve ertesi gün işe başladık, iki gün içerisinde işi tamamladık...
Akşama doğru emekli öğretmen hocamız çıktı geldi, 9.000 Türk lirasını masaya koydu...
Ben bir paraya, bir hocaya baktım, hoca sözünde durmuş ,paramızı peşin getirmişti...
*
Erken işe başlamamızın ilk semeresini alacaktık, ama bu fazla bir paraydı, içim elvermedi ve 1000 lirasını hocama geri iade ettim... Sebebini anlattım...
Hoca duygulandı ve beni alnımdan öptü... Bundan sonra benim çevrem sana gelecek dedi ve gitti... Ve bu olaydan sonra hocanın selamıyla gelip iş yaptıran yüzlerce müşterim oldu...
Dürüstlüğümüzün meyvesini ve erken işyerimizi açmamızın karşılığını Allah (c.c) bize 100 katıyla veriyordu...
Seher vaktiyle sevgiyi ve yaşamı kuşananlara selam olsun...
Güneş doğmadan, biz hayata doğalım... Ne mutlu erken ve bereketli günlere...
Ne mutlu hayata erken başlayanlara...
Selam ve dua ile...