Çok mu merak ettiniz nereden geldiğini? Etmeyin canım siz de, işi gücü bıraktınız, sanki başka derdiniz yokmuş gibi, sanki şahsım şehrinde her şey güllük gülistanlıkmış gibi, sanki depremin travmasını dahi atlatamayan esnafın, vatandaşların dertlerine derman olunmuş gibi, merak da merak. Bir insanın başına ne geliyorsa meraktan geliyordur, bilesiniz.

Boş verin, suyu akışına bırakın, geciktiyse, selamı sabahı kestiyse, seni görünce kaldırım değiştiriyorsa, borcunu ödemeyip yan çiziyorsa, en yakınlarını dahi tanımamazlıktan geliyorsa, gönderdiğin adama burun kıvırıyorsa, verdiği randevuya sadık kalmayıp, işi yokuşa sürmek için iptal edildiyse ‘bunda da bir hayır vardır!’ deyin!

İyimser tarafından düşünün, bardağın dolu tarafına bakın!

Bakın da, bu lakırdının nereden geldiğine de dikkat edin!

*

Seçilmiş belediye başkanlarına sözümüz yok. Daha erken. Cim karnında bir nokta. Hele daha şu hayırlı olsun faşını bitirsinler, ‘oğlum çay-kahve getirin beylere!’ ikramları sona ersin, bir kendilerine gelsinler şöyle, sahaya çıksınlar alabilecekleri muhtemel tepkilere göğüs gerecek, tahammül edecek, sabır gösterecek kıvama gelsinler, sonra bakarız icabına!

Sabrın sonu sabır, yok sabrımız taşarsa da, ‘veladdalin amin!’ demesini de biliriz!

*

Ben yukarıda ‘habar anlamaz’ dedim ama siz bunu ‘laftan anlamaz’ diye yorumlayabilirsiniz.

Tamam da bu başlık neyin nesi, ben ne anlatıyorum, siz ne anladınız! Aslına bakılırsa, geçenlerde ikinci mahallem dediğim Ilıca’da iken, bir meseleden ötürü Ilıca’nın akil insanı Atilla (Aslan) Kaçamaz’dan duydum. Sevgili Bünyamin Torun ile bahçede çay içer, siyasi muhabbeti derinleştirip, mesele yılan hikâyesine dönen AK Parti il başkanlığına gelip dayanınca, habar (haber-laf-söz) anlamaza odun yüklemenin açılımını yaptı bize.

*

Gerek ülke siyasetinde, gerek şahsım siyasetinde daralma var, sıkıntı var ve telafisi için ne gayret var, ne atılan somut adımlar…

Bereket versin, durağan, seviye ve irtifa kaybeden yerel siyaset arenasında Fırat Görgel gibi bir değerimiz var da, millet güvence altında, teminat altında, sigortası yapılmış gibi kendinden emin.

Yoksa iş milletvekillerine kalsa, bu şehir Allah’a emanet!

*

Geçenlerde kalmayan, olmayan çarşıda gezinirken, bir tanıdıkla karşılaştım. 22 senedir kesintisiz, katıksız oyunu AK Partiye veren dostumuzun içi yanıyordu. Dertliydi, endişeliydi, kaygılıydı yarınlara dair.

Özetliyordu derdini; milletvekilleri şehre dair hikâye yazmaktan yoksunlar, acizler. Belediye başkan adaylarına, belediye meclis üyelerine, partinin  yürütme organına, il ve ilçe teşkilatlarına müdahil olan, ancak önerdikleri isimlerin toplumda, partide karşılıklarının olmaması sebebiyle hüsran yaşanan şahsım şehrindeki siyaset, irtifa kaybeden uçak gibi. Yakıt bitti, lastikler eskidi, fren tutmaz oldu, deniz bitti, sanki yolun sonu görünüyor gibi.

*

İşin en garibi ne biliyor musunuz sevgili hemşehrilerim, vatandaşlar, AK Partililer bile milletvekilleri ile fotoğraf çektirmeye utanıyor, çekiniyor, korkuyor. Yan yana görünmek istemiyorlarsa, burada bir sorun var demektir ki, siyasiler bu sancıyı telafi edici çözümler bulmalı.

Şehirde rezerv alanı sorunu çığ gibi büyüyor iken, işyerleri yıkılan esnaf nereye gideceğini, nerede ekmeğini kazanacağını düşünüyor kara kara.

Bakın eski Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Kuruçay uyarıyor, haykırıyor, kentin güne. Havzasını besleyen içme suyu kuyularının, ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu dile getiriyor, Erkenez Çayına bırakılan deprem artıklarının (hafriyat) alüvyona intikal ederek içme suyunu tehlikeye teslim ettiğine vurgu yapıyor, teslim edilemeyen konutlar var. Kent çevresi ve merkezi konteynerlerden kurtulamadı, esnaf tedirgin.

Sayın Cumhurbaşkanı telekonferans sistemi ile bağlandığında, çıkmayan, verilmeyen ev için dahi bir kadını kobay olarak kullanmanın ne demek olduğunu sayın Cumhurbaşkanı fark etseydi, sizi Bahtiyar Yokuşunda evire çevire döverdi valla!

Sayın Cumhurbaşkanını bile yalana, alavereye-dalavereye alet ettiniz ya, o günah, o ayıp da yeter size.

Bereket versin dirayetli, cesaretli ve feraset sahibi bir Cumhurbaşkanımız var da, bu ülke ayakta duruyor, yedi düvele kafa tuttuğu bir yana, çatıyı sağlam tutmaya gayret ediyor. Ama şu mülteciler sorunu var ya, (daha 2 gün önce Sakarya’da polise bile saldırdıklarına bakın!) ileride çok başımızı ağrıtacak. İktidarın, hükümetin bu meseleyi radikal yollarca çözümlemesi lazım. Yoksa 2-3 sene sorasını düşünemiyorum bile!

*

Yeniden il başkanlığı meselesine döneceğim; tam bir tiyatroya dönüştü. Sanata önem veriyor, tiyatro seyretmeyi seviyorsanız, boşuna para verip zaman kaybetmeyin, bizi izleyin, bizi takip edin, yeter! Alacağınız çok notlar, çok dersler çıkacaktır eminim!

Hiçbir geçerliliği, ciddiyeti olmayan temayül yapıldı, biz de dalga geçer gibi olayın vahametini, ciddiyetsizliğini anlatır gibi, ‘sevsinler sizin temayülünüzü!’ başlıklı köşe yazımı yazmıştım.

Bir il başkanı atamak bu kadar mı zor, bu kadar mı sürer. Anlaşamıyorlar bir isim üzerinde. Kiminin diploması yetersiz, kiminin ehliyeti, kiminin liyakatinde sorun var!

Otoriter, fakat uzlaşmacı yanı ağır basan, gidenleri, küsenleri geri getirebilecek cesarete-ferasete sahip bir il başkanı yok mu aranızda koltuğa oturtacak!

Zira bu partiye senelerini verenler, gerçek partililer kapının önüne konuldu, bir gün olsun ne arandı, ne soruldular. Kırsaldan gelenleri partiye doldurdular, yüreğinde insan biriktirmek bir yana, para biriktirmeyi, ranta kafa yormayı meslek haline getirdiler.

Ne davası, ne parti samimiyeti, hepsi tiyatroya dönüştü!

*

Bu meselede daha çok yazarım da, ‘etki ajanı’ yasası yüce Meclis’ten çıktı, çıkmak üzere. Başım derde girsin istemiyorum bu yaştan sonra!

 Neyse, yazı uzadı, başlıktaki soruyu sorup, cevabını da verdikten sonra nokta koymak en iyisi.

Ne diyorduk, habar anlamaza odunu yüklemişler, ‘bu lakırdı nerden geliii’ demiş.

Cevap veriyorum, sizden, sizlerden geliiii…

Daha ne hohuluyorsunuz ki?

Son sözüm; bırakın oyunu oynaşı, toparlanın ve kendinize gelin biraz!

NOT: Halkta karşılığı olmayan, kapısına gelenleri tasarruf tedbirleri ayağıyla kovmaktan beter eden, hizmet alma noktasında üst üste gelen şikayetler yanında tutum ve davranışlarıyla vatandaşların nefretini ve tepkisini üzerine çeken Andırın Belediye Başkanı Sinan Gökşen yazı konumuz olacak.

Pazartesi günü…   

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol