Aydınlık içinde olasınız.
Şimdi aday adayıyım demiş ama bakarsınız aday da olur ve koltuğa oturur. Eh, teşkilatı biliyor, yöresinin sorunlarına vakıf, senelerdir de bu partinin içinde, tabanı ve karşılığı da var kamuoyunda.
Neden olmasın!
Hadi aslan Ali’m, kaplan Ali’m, kır şu zincirleri de Dulkadiroğlu’na ilçe başkanı ol.
Senelerdir birlikte, omuz omuza çalıştığın, dağ tepe demeden, kar-yağmur çamur dinlemeden birlikte yol yürüdüğün arkadaşların onay verir mi, bilemem..
Bildiğim tek şey şu, seni aday göstermezler.
Keşke gösterseler, keşke ilçe başkanı olsan. Seni temin ederim tüm ciddiyetimle söylüyorum, çoğundan da iyi yaparsın. Biliyorum, o koltuğa oturmak için can atan çok insan var.
Koltuğa layıksın, buna emin ol. Hakkını da verirsin. Başarırsın, sana kefilim. Temsil yeteneğini, gücünü de biliyorum… Çıktığın kutlu yolda sana başarılar dilerim… De…!!!!!
Ama sana yedirmezler o koltuğu…
*
O koltuk için kimler devreye giriyor, kimler telefon açıyor, kimler talimatlar gönderiyor bir bilsen aslan Ali’m, kaplan Ali’m…
Kurtlar sofrasında bırak sana ekmeğin tümünü, kırıntısını yedirsinler, bir şey bilmiyorum der, kenara çekilirim.
Seni severim sevgili Ali Aydın. Girişkensin, gayretlisin, davana sadıksın, çevren de var. Mali müşavirsin, hesap kitap da bilirsin Allah’a şükür.
*
Ama… Neyse…
Ali’lerin başına nelerin geldiğini biliyorsun en azından. Beni söyletme şimdi sabah sabah, durup dururken…
Ne deyim, Allah gönlüne göre versin!