Günümüzde kadın cinayetleri, çocuk istismarları, cinsel tacizler o kadar çoğaldı ki, bölünmüş, parçalanmış aile sayısı o kadar arttı ki, toplum nereye gidiyor sorusunu sormaktan kendimizi alamıyoruz.
Bir bilinmeyene doğru sürükleniyor toplum. Gazetelerin üçüncü sayfası tacizler, cinayetler, intikam çığlıkları, ölümcül trafik kazaları ve kadın istismarları ile dolup taşıyor.
Yetmiyor, bu sayfadakilerin devamı diğer sayfalara taşıyor. Nereye ve ne zamana kadar sürer, belli değilken, dün gelen üzücü haber, yüreğimizi yakan terör eylemi, şerefsiz terör örgütünün hain saldırısı sonrası 40’ın üzerinde polis ve sivil vatandaşımız hayatını kaybetti.
Beşiktaş-Bursa maçı sonrası, terörle hayatını kaybeden emniyet mensuplarımıza Allah’tan rahmet dilerken, şerefsiz, alçak ve hain terör örgütünü kınıyorum, lanetliyorum.
Allah belanızı versin!
*
Nasıl bir dünya ise herkes ölümü düşünüyor, birbirini öldürmeyi kafasından ve aklından geçiriyor, bu nedenle de gazetelerin 3. sayfası cinayet, ölüm haberleri ile dolup taşıyor.
En iyisi bir fıkra anlatmak. Güne pek uygun düşer mi bilmem de, anlatayım gitsin!
Kadının biri, telaşla, hışımla eczaneye dalar ve eczacıya seslenir; “En kuvvetli ve en çabuk öldüren zehir hangisi?” diye sorar.
“Arsenik…” der eczacı.
Kadın;
“O zaman bana bir şişe arsenik ver, yalnız acele et!”
Eczacı da şaşırır, arsenik ile ne yapacağını sorar kadına; Kadın da; “Kocamı ve sevgilisini aynı yatakta gördüm, onları öldüreceğim” diye cevap verince, eczacı;
“Kusura bakmayın ama size bu sebepten ötürü arsenik veremem, bu imkansız!” der.
Bunun üzerine kardın, çantasından kocasıyla eczacının yatakta çırılçıplak çekilmiş fotoğraflarını gösterir.
Eczacı fotoğrafa dikkatle bakar ve sonra şöyle der;
“Hay Allah! Reçetenizin olduğunu daha önce neden söylemediniz ki”