banner1524
  

Haftanın son iki günü, yerel siyasette Sinan Oğan rüzgârı esti. Durgun siyaset biraz hareketlenir gibi oldu, yerel basın mensuplarına da yazacak haber çıktı. Özellikle MHP kanadındaki bir rüzgâr biraz yaprakları kımıldattı ise de ağaçları yerinden sökemedi belki ama iki gün içindeki Elbistan ve Kahramanmaraş ziyareti, MHP camiasına hareket getirdi. Varlıklarını hatırladılar. Yaşadıklarını bildiler.

Önümüzdeki günlerde yapılacak olan kurultay için adaylığını aylar önce açıklayan MHP Milletvekili Sinan Oğan, çok uzun aradan sonra geldiği Kahramanmaraş'ta gördüğü ilginin kendisini mutlu ettiğini söyledi.

Geçen hafta sonu Saffron Otel'de beraber iken sohbet anında çeşitli sorular yönelttik Genel Başkan adayı Sinan Oğan'a. Çok beyefendi, çok ateşli, çok nezaket sahibi, çok ülkücü, fazlasıyla MHP'li ama liderine son derece bağlı bir adayın, sorularımıza karşın verdiği cevaplar da kendine ve MHP siyaset ahlakına yakışır biçimdeydi. Ölçülü, etik değerleri önemseyen, seviyeli, kırıcı ve aşağılayıcı olmayan ifadelerle çıkmıştı basın karşısına.

*

Ne Elbistan'daki halk buluşmasına, ne de aynı akşam Otel'deki buluşmaya yerel teşkilattan kimse gelmemişti. Tabi aday sayısı neredeyse 9'a fırlayınca, MHP camiası da bölünüverdi. Meral Akşener'ciler bir telden çalarken, Sinan Oğan hayranları kendilerini kurultayda en şanslı sayıyorlardı.

Sinan Oğan da söylüyordu bunu. 'En şanslı, genel başkanlığa en yakın isim benim' diyerek.

Neyse... Bize ulaşan duyumlara bakılırsa, sayın Oğan'ın Elbistan ve Kahramanmaraş ziyaretlerinde yerel teşkilat ortalıkta gözükmedi. Ülkücüler de yoktu sahada. Artık kimden ve nereden geldiyse, 'Sinan Oğan'ın peşine düşmeyin, takip etmeyin, karşılamayın, toplantısında bulunmayın!' talimatları veya emirleri, harfiyen yerine getirilmiş, sadece eski İl başkanı Mustafa Bastırmacı ve yerel seçimlerde belediye başkan ve milletvekili adayı olan Av. Neslihan Nergiz Koca en çok yanında yer alan isimlerdi.

Oysa gerek il, gerekse ilçe teşkilatları her adayın yanında olmalı, onları karşılamalı, davet etmeli, toplantıları için ellerinden gelen gayretleri göstermeliydi. Neticede genel başkan adayını belirleyecek olan delegelerdi. Zaten Oğan da yerelin tercihine saygılı olduğunu söylemişti.

MHP İl ve ilçe teşkilat başkanlarının gelmeyişini neye bağladığını sorduğumda, genel merkezin böyle bir talimat verebileceğini düşünmediğini söylese de, sanki fazla önemsemiyormuş tavırlar içindeydi.

*

MHP Lideri sayın Devlet Bahçeli'nin '19 Haziranı tanımıyorum' demenin yargı kararlarını tanımıyorum demekle eş değer olduğunu belirten Oğan, yine sözü yerel teşkilatlara getirerek, resmi sürecin başladığını, bütün teşkilatların adaylara açılması gerektiğini, aslında gittiği her yerde teşkilat başkanlarını aradığını, gelmelerini beklediğini vurgularken, biraz da kırılmış gibiydi. Kim ve ne olursa olsun, kente bir saygın misafir gelmiş, ev sahibi yoktu, evi terk etmişlerdi.

*

İttifak olup olmayacağını, adayların birileri lehine çekilebilme ihtimallerinin olup olmadığını sordum. Baştan kestirip attı, 'yarışın en güçlü adayı benim' dedi. Kurultay günü, seçime gidildiğinde, 2. veya 3. turda bazı adayların çekilebileceği ihtimali üzerinde durdu. 19 Haziranı sadece tüzük kurultayı, 10 Temmuz'u da seçim takvimi olarak işaret eden Oğan, her adayın ifade etmeye çalıştığı bir gerçeği bir kere d aha haykırdı, 'MHP'yi mahkeme önlerinde süründürmeye kimsenin hakkı yok!'

Meslektaşım Mustafa Karaaslan da tüzük kurultayını ve seçimi satranç oyununa benzetmişti ki, bu tespite hak verenlerden biri de Oğan idi.

Sohbetin sonuna doğru bir şey daha söyledi, 1. turda 607 oy alan genel başkan adayının genel başkanlık koltuğuna oturacağını kaydetti. 12. turda da aynı oyun alınması gerektiğinin altını çizerken de, ileriki turlarda muhtemelen bir liste etrafında toplanabilineceğini de belirtmeden geçemedi.

*

Bir gerçeği daha vurgulamadan yapamadı sayın Oğan. MHP liderinin adayları paralelci, ajan olmakla suçlamasını hazmedemiyordu. Günümüz siyasetinde ne özel, ne genel hayat kalmıştı ve seviye düşmüştü. 'Biz kısmet olur da genel başkanlık koltuğuna oturursak, siyasete seviye getireceğiz' cümlesiyle yüreklere su serpmişti. Söz dalaşının inançlara kadar uzamasını da tasvip eder yanı yoktu.

Kendi yorumumuza gelince... Siyaset insanla yapılır. Onu kır, bunu incit, berikini gücendir, ötekini aşağıla, nereye kadar. Kahramanmaraş'ı, yereli söylüyorum, zaten bir avuç kaldınız, bari mevcudu koruyun, yitirmeyin, elinizde tutun. Uzaklaştırmayın, davet edin, kucaklayın, büyüyün, büyütün!

İktidar partisinin ekmeğine yağ sürmekten, değirmenine su taşımaktan başka ne işe yarıyorsanız artık! 

Bırakın oyunu oynaşı, toparlanın, kendinize gelin!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527