banner1507

Son iki haftadır medya, bazı özel hastanelerin ‘yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde’ para için öldürülen bebeklerden bahsediyor. Benim anladığım şu: Doğum yapanlardan fazla para sızdırmak için, yeni doğan bebekleri gerekmediği halde, şebekeye dahil hastanelerin yoğun bakım servislerine sevkini koordine eden bir firma-çete kurulmuş.

Anlamadığım ise şudur: Amaç para sızdırmaksa bu sonuç, bebekleri öldürerek değil, mümkün mertebe yoğun bakımda uzun yaşatmakla sağlanmaz mı? Çetenin kötü niyeti, bebek öldürmekle nasıl bağdaşıyor çözemedim. Anlaşılan burada biri ‘dolandırıcılık’ diğeri ‘kasta yakın taksirle’ ölüme sebep olmak üzere iki ayrı tür suç var.

*

Siz de duymuşsunuzdur. En ünlü özel hastanelerde bile ‘gereksiz’ tetkik ve tahlil yaptırılarak hastalardan fazla para alındığı söylenir durur. Ancak, bir tetkik veya tahlilin ‘gerekli-gereksiz’ olduğuna kim karar verecek?

Pek tabii müdavi hekim.

Eğer hekim ‘fazla tetkik ve tahlil göz çıkarmaz’ diyerek bunları istiyorsa, onu ancak bir tıp otoritesi veya meslek odası suçlayabilir. Tamam, bu vahim olayın üstüne gidilsin. Suçlular ferdi olarak cezalandırılsın. Ama! Bunun için suçun işlendiği hastaneleri kapatmak ve hastaları işi başından aşmış devlet hastanelerine yollamak şart mı?

Bu hastaneler sadece yenidoğan yoğun bakım servisinden ibaret değildir. Halka tıbbi hizmet sunup, katma değer yaratıyordu. Kapatıldıkları için hizmet üretimi azalacak, pahalılık artacaktır.

*

Yukarıda okuduğunuz satırlar gazeteci Ege Cansen’e ait. (23 Ekim tarihli yazısı) Gazeteci büyüğümüz bu soygunlara farklı bir bakış açısı getirmiş, facianın, ahlaksızlığın boyutunu gözler önüne sermiş.

Bize düşen, bu gerçekleri sizlerle paylaşmaktı, ben de onu yaptım!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol