banner1524

İçerisinde bulunduğumuz, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası. Anlamını bulan bir hafta…

77 milyonluk nüfusumuzda, sayısı net olmamakla birlikte, epeyce bir engelli yurttaşımız var. Kahramanmaraş’ta bu sayı ne kadar, onu bile net bilenin olduğunu sanmıyorum.

Tabi kafadan engelliler değil sözünü ettiğim.

Bedensel engelliler.

Zaten biz ne çekiyorsak, kafadan engelliler yüzündendir.

Bedensel-zihinsel engellilere Allah yardım etsin!

 

Kahramanmaraş’ta birkaç engelliler derneği var. İsimleri başka, kuruluş amaçları benzer. Kuşkusuz hepsinin de amacı, engelli vatandaşlarımıza daha iyi bir yaşam sağlamak, onları topluma kazandırmak, yaşam kalitelerini artırmak, iş alanı açmak.

Ha, bazıları bu başkanlık meselesini çıkara tahvil ediyor mu, bilemem. Yani, bedensel veya zihinsel engelli vatandaşlarımız üzerinden rant sağlamaya çalışanlar var mı, var desem iftira atmış olurum, yok desem, inkar etmiş olurum ki, bunlara girmek istemiyorum.

Girersem, çok kişinin ipliği pazara çıkar.

Şunu bilir, bunu söylerim, Allah kimseye, hiçbir aileye engelli evlat vermesin, kimsenin de çocuğu engelli dünyaya gelmesin!

 

Engelli vatandaşlarımızın ve engelliler derneklerinin birkaç tane olması, sorunun da büyüklüğünü ortaya koyması açısından önem arz ediyor. Siyasiler, yerel yöneticiler, engelli vatandaşlarımızın yaşam alanlarını rahatlatacak, kolaylaştıracak, sanayici ve işadamları onlara istihdam sağlayacak olursa, sıkıntı olmayacak ama getir bu anlayışta olanı.

Bize düşen, toplumun her kesimimin engelli vatandaşlarımıza yardımcı olması, destek olması. Sadece, senede birkaç kez düzenlenen engelliler haftası ya da günü, onların sorunlarını çözümüne yetmiyor.

Sadece hatırlıyorsun, bir küçük konuşma, bir hatırlatma, o kadar.

Alt tarafı bağlar gazeli.

 

Engelli vatandaşlarımızın isteklerini “eşit yaşamak istiyoruz!” ifadesiyle özetlesek bile, toplumsal yaşamdaki engellerin kalkması ve sosyal yaşama tam ve etkin olarak katılmak, onların en büyük arzusu olduğunu biliyoruz.

Engelli vatandaşlarımızın, normal yaşamla bütünleşmeleri için günlük hayatta karşılaşabilecekleri sorunları azaltmak ve ortadan kaldırmak görevi, toplumun her kesimine düşmekte.

Onlara, yaşamın tüm alanlarında kendilerini geliştirecek ve ifade edecek fırsatlar yaratılmalı desek de, yerel yöneticiler, bürokratlar ve siyasiler, bu fırsatları kendi lehlerine kullanıyorlar sürekli.

Sanki engelli vatandaşlar bu toplumun gerçekleri değiller.

Sanki onlar uzaydan gelen insanlar.

Sanki onlar baba – anne değiller, aile reisi veya ev kadını değiller.

 

İsimlerinin önemi yok, engelliler dernek başkanlarından tanıdığım, kalitesine ve gayretine inandığım birkaç isim var ki, onları sıralamamda fayda var, Abdulhamit Yeniceli, Yunus Karaman ile Arif Demir… Ve Ali Çınar… Başka var mı, bilmiyorum.

 

Yazının başlığında da söyledik, ”Hayatı paylaşmak için hiçbir engel yok!”

Bütün mesele, bunun idraki içinde olmak, bu gerçeğin farkında olmak.

Bütün engelli kardeşlerimi seviyorum, gayretli, iyi niyetli başkanlarını seviyorum.

Kafadan engellilere ise sadece acımakla yetiniyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527