banner1524
Siyasetçinin sahtesine sözüm ve itirazım olamaz.
Gazetecinin sahtesine yaşadığımız 7/24 saat rastladığımız olmuyor değil.
Hakimin, savcının, polisin sahtesini de sık sık gazetelerden okuduğunuza inanıyorum.
Sahte başkanların, sahte doktorların, sahte eczacıların, sahte sivil toplum başkanlarının ve sahte bürokratların hangi birini sayacaksın ki, maşallah gani…
Şimdi de bunlara sahtekâr gazi modası karıştı.
Balın sahtesini yedirdiler bize.
Salamın, sucuğun, pekmezin, peynirin, tereyağının ve bilmem nelerin sahtesi piyasada kapış kapış gidiyor.
Sahte, sahtekâr gazeteciler de maşallah memlekette cirit atıyor. Hem de ünvanı yerle yeksan ederek, hem de basamak olarak kullanarak ve hem de silah olarak…
Edepsizler sizi…
 
 
4 Temmuz tarihli Sabah/Güney ekindeki haberi okuyunca, insan hayret ediyor, ‘vay be, bunları da mı görecektik?’ demeden duramıyor.
Bu gazete küpürünü bana getiren bir meslektaşım.
“Ben bu çocuğu tanıyorum, çarşıda-pazarda sık rastlıyorum!” deyince, Maraşlı olduğunu öğrendiğimiz sözde gazi, aslında ne gazi, ne de sakat birisi…
Gerçek yüzü ortaya çıkmış zaten.
 Kendisini millete malul gazi diye yutturan ve insanları kandıran Mehmet İnce adlı şahıs ile doğrudan veya dolaylı ilişki kurmuş olan çok sayıda insan, “Şüphelenmiştik ama acıdık ve yardım ettik!” diye tepki gösterirken, Gaziler Derneği Adana Şube Başkanı M.Ersin Güluçar, hem gazeteye gidip haber yaptırıyor, hem de savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını söylüyor.
 
*
 
Kimse kusura bakmasın da, bu sözde gazinin yaptıklarının tasvip edilir, onaylanır tarafı yok.
Düpedüz sahtekârlık, şarlatanlık, insanoğlunu kandırmak, duygularını sömürmek.
Peki, hırsız suçlu, tamam da, ev sahibinin, yani malı çalınanın hiç mi suçu suduru yok!
Her şey arz talep meselesi.
Enayiler olmazsa açıkgözler acından ölürmüş.
Bu insanları biz yarattık, topluma biz salıverdik.
Onlar bizim eserimiz.
Onları biz büyüttük, biz semirmesini sağladık, biz; ’Hadi evladım, git insanların duygularıyla oyna, kendini acındır, gerekiyorsa dolandırmanda beis yok!” deyip kazanacağımıza, bok çukurun içine attık.
Kim bilir ne derdi vardı da bu yolu seçti.
Kim bilir kimlerin gazabına uğradı da kendini bu yola itiverdi, ya da bu yolda buluverdi ansızın. 
 
*
Kendine gazeteci süsü verip, sağı solu tehdit eden, avantaya tav olup iki satır çiziktiren çoğundan yine masum sayılır bence.
Hiç olmazsa açık oynamış kartlarını.
Elinde kartı (rengi önemli değil) olmadan, ünvanı olmadan, silahı (kalemi) olmadan…
 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

Avatar
andırınlı 13 yıl önce

bunun gibi şereften yoksun insanlar insanlarımızın iyi niyetlerini suistimal ediyor.ben bu vatandaşın köylüsüyüm böyle bir kişinin hemşerim olmasından utanıyorum. yapılanlr cezasız kalmamalı.

banner1527