Her işimiz mahkemelik, bizim hiç düzgün işimiz olmaz mı?

14 Temmuz 2014, 09:49

818 kez okundu.

Bir köprülü kavşak yapımına başlandı. KSÜ Kavşağı deniliyor. Aylardır sürüncemede. Birkaç işçi, çalışıyor gibi gösteriliyorsa da, sorun kimde, hangi mahkeme bakıyor, Karayolları uyuyor mu bilinmez, bir yetkili çıkıp da açıklama yapma gereğini bile duymazken, köprülü kavşak civarında dört dönen ve tavaf getiren (özür dilerim) sürücüler, etkili ve yetkili kimselere bol bol fatihalar okuyorlar.

Bu arada, çocuk düşürmek isteyen bayanlara duyurulur, doktora dünyanın parasını vereceğinize, KSÜ köprülü kavşağı etrafında birkaç tur atın, masraftan kurtulun!

Köylü pazarı dediğimiz dere içinde bir balık pazarı vardı. Mirasçılardan Erkan Şerbetçi, balık pazarı için, yeni belediye pasajı için ha bire dosyalar hazırlıyor, mahkemelere gidiyor, şikayet dilekçeleri veriyor, bu arada zabıtalar sanki karargah kurmuş gibi mekandan çıkmıyorken, yıkılan onca evin bulunduğu alana yaklaşık 1.200 araçlık otopark yapılacaktı, ancak mahkemeler ve yazsalar cevaz vermeyince, proje olduğu gibi kalırken, bir yetkili ne açıklama yapıyor, ne de insanı rahatlatan, yürek soğutan bir müjde veriyor. Bu arada, kendisine tavsiyemdir, Erkan Şerbetçi, bir hukuk bürosu açsa, en kral avukattan, mimardan-mühendisten daha çok kazanır, haberi olsun ve bu kıyağımı da unutmasın!

Adana yolu üzerinde, bir Şahin Çırçır önü var. Servis yolu için mahkemelik oldulardı, ha çözüldü ha çözülecek denilirken, hatta mahkeme sonuçlandı, Karayolları servisi yolunu tamamlayacak, özellikle gelip geçen yabancılar ‘bu ne rezillik lan’ demekten kurtulacak iken, bize gelene bilgilere bakılırsa, mahkeme sürüyor ve mal sahibi ile belediye (ya da Karayolları) bir türlü anlaşamadılar. Topu topu 150 metrelik çukur yol, kazalar ve fatiha okumalar için yeterli görülürken, gel de Antep’i hatırlama, Antepli’lere hak verme!

Havaalanı girişindeki Sefa Sezal’a ait akaryakıt istasyonu örneğin. Kuyruk gibi uzadıkça uzadı, uzadıkça tadı kaçtı, mahkeme de sonuçlandı denildi ama, akaryakıt istasyonu için emsal yer gösterilmedi, Sezal da yerim de yerim diye inat etti, ayak diretti, mesele yine çözümsüzlüğe doğru yelken açarken, milletvekilleri televizyona çıktı, ‘sorun yok, problem çözüldü’ diyerek hem vatandaşa yalan söylediler, kandırdılar, kendilerinin öyle bir sorunu olmadığı için, bizi de keriz yerine koydular.

Biz de saf vatandaşlar olarak, kime inanacağımızı şaşardık, karar veremez olduk!