Kim kime oy verdi, kim kimi kandırdı, kim kime kazık attı, kim kimin aleyhine ya da lehine çalıştı, kim kime sağ gösterip sol vurdu, kim kime yol verdi ve açtı, hepsi geride kaldı.
Türkiye, 24 Haziran seçimi ile başkanlık sistemine geçti. Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, yeni rejimin, yeni dönemin ilk başkanı olmayı başardı mı, başardı. Hayırlı uğurlu olsun.
Muhalefet tek adamlık sistemi de dese, krallık da dese, imparatorluk da dese, kabul ederler ya da etmezler, herkes yeni sisteme alışacak. Eski Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın dediği gibi, ‘alışırlar, alışırlar…’
Eleştirmekten sakınmam, geri kalamam. Bedelini ödemek kaydıyla!
*
Şu parti bilmem ne kadar oy kaybetti, muhalefet partilerinden birisi bilmem ne kadar oy kazandı, öteki zar-zor barajı geçti, artık bunları geride bırakmanın vakti.
Şimdi herkesin birbirini kucaklama, hoşgörü vakti.
Şimdi, burada milletvekillerine düşen şu;
Bir kere, zinhar telefon numaralarınızı değiştirmeyin!
Mümkün olduğunca vatandaşın karşısına siz çıkın! İşim var deyip savsaklamayın, danışmanınıza havale etmeyin. Çünkü danışmanlar vatandaştan gelene talepleri, ricaları Allah’a havale ediyorlar. Hatta öyle ki, gelen telefonları milletvekiline bile söylediklerinden çoğu zaman kuşku duymuşumdur.
*
‘Benden sonrası tufan!’ ne demek.
Halka rağmen siyaset yapılmaz. Sizler bu halkın oyları ile seçildiniz, milletvekili oldunuz. Siz vatandaşı gözden çıkartır, görmezden gelir ve defterden silerseniz, onların da sizi sileceğini unutmayın! Zira vatandaşın sizleri defterden, sonra da gönüllerinden silmesi için sebep çok olacaktır, bunu da hatırlatırım!
Siz zannediyor musunuz ki size oy verenlerin hepsi de sizin için ölüyor!
Seçmen liderine oy verdi, partisine oy verdi. Davaya inanıyordu, liderine güveniyordu. Kerameti kendinizde aramayın!
Şayet vatandaşı es geçer, telefonlarına çıkmazsanız, her türlü ahval ve şerait altında dahi sizi silecektir. Zaten partilerin oy oranlarına bakarsanız, verilen mesajlar ortada. Unutmayın, sizler de bulunmaz Bursa kumaşı değilsiniz!
*
Kırgınlıkları, küslükleri, basit ve küçük hesapları bir tarafa bırakarak, birbirinize sarılın, kucaklaşın!
Bakın önümüzde bir mahalli seçimler var, belki de muhtemelen Kasım sonunda mahalli seçimler yapılabilir. Yani Mart 2019 yerine Kasım 2018’de bir erken seçime gidebilir Türkiye. Olmaz olmaz demeyin, burası Türkiye azizim.
*
Bizlere gelince… Yani basın camiasına…
Artık ‘kral çıplak!’ demek için kalemlerimizi keskinledik! Gerçekler, doğrular neyse, onlar okunacak, yazılacak. Gelenin keyfi için haber ve yazı devri bitti. Başımız dik, kalemimiz kırılmaz olacak. Yanlışlar, yalanlar, yolsuzluklar, milletin aleyhine gelişecek her türlü kumpasların karşısında olacağız.
Devletimize ve milletimize sadık kalarak, kumpaslar yazılacak, konuşulacak. Gücün, paranın önünde asla diz çökülmeyecek!
Daha önce de olduğu gibi, yerimiz hep milletin yanı olacak!
Bir insan… Mecbur kalırsa karanlıkta da yürür. Ama sizler, bizler, hepimiz; zifiri karanlık da olsa ortalık, ışığımızı paylaşmaz isek, yazıklar olsun bize, size!
Bu devranın ilanihaye böyle sürüp gideceğini de zannetmeyin, aklınızı başınıza alın!