İkinci yarıyı izlemeden yoruma kalkışanlar!

28 Ağustos 2013, 12:46

621 kez okundu.

Hay Gezi Parkı kadar kafanıza taş düşsün! Anlaşıldı ki meselede birkaç ağaçtan ibaret değil. Anlaşıldı ki masum değilsiniz bu meselede.

Anlaşıldı ki niyetiniz halis hiç değil.

O bakımdan, yapılan yorumlara ve haberlere bakıyorum, önemli bir bölümü ne yazık ki gelişen olayların gerisinde kalmıştır.

Ortada bir maç oynanıyor. İlk yarısını seyredip, ikinci yarıyı beklemeden yorumunu döşenen spor köşe yazarlarına benziyor çoğu.

Oysa aceleye ve telaşa mahal yok. Böyle yapınca da kontrpiyede kalıyor, ofsayıt’an gol yiyorsunuz.

Ve takım ya yeniliyor, ya kümeden düşüyor.

Bunu şunun için yazdım.

İnsanı tanımıyorsun, kariyeri, mesleği hakkında bilgin yok, toplumdaki itibarı nedir, kredisi var mı, çapulcu mu, onu da bilmiyorsun.

Bir göklere çıkartamadığın, ayağını yerden kesmediğin kalıyor.

Vay efendim şöyleymiş de, böyleymiş de…

Sanki vatan kurtaran kahraman!

Neymiş, siyasete soyunacakmış edem de, memleketi abad edecekmiş!

Ama bekliyormuş. Sanki tren bekliyor, ya da vapur.

Siyaset yorumculuğu çok farklı.

Bileceksin, tanıyacaksın, siyaset hakkında kırıntıdan da olsa bilgi sahibi olacaksın, sonra oturup siyasi yazı döşeneceksin.

Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya da kalkışınca, ezber bozduğunu sanmış olsan da, bunun tesellisi ve övüncü ile birkaç haftayı idare etsen bile, kamuoyu yemiyor artık.

Her gün ortaya birkaç isim atılıyor. Bilen de yazıyor, konuşuyor, bilmeyen de… Bakıyorum, dikkat ediyorum, herkes siyaset bilimcisi. Uzman! Bir ahkâm kesiyor, aklınız durur, gören görmeyen de siyaset akademisinden birinci derece ile mezun olmuş sanacak! Onu getiriyor, berikini götürüyor, sanki satranç oynuyor gibi, taşları yerinden oynatıyor, kişisel yorumlarını da ekleyerek, siyaset konferansı çekiyor garibim.

Oysa herkes de biliyor ki okulda iken sınıfta kalmıştı.

Başkan seçildiğinde, koltuğa oturduğunda, yetkileri eline aldığında, direksiyona geçtiğinde, yönetimde söz sahibi olduğunda sanmayın ki elinde sihirli deynek var, sanmayın ki seçildiği bölgeyi abad edecek!

Önce kendini abad edecek, sonra sıra gelirse, vakit kalırsa memleketi kurtaracak!

Önce can, sonra canan misali.

Siz de, maçın ilkyarısı ile yetinip, ikinci yarıyı beklemeden yorum yazmaya kalkışmayın, ayıp ediyor, hata yapıyorsunuz!