banner1524

Salı günü, sabah kahvaltısında, bir dostum, Mustafa Evliya yanıma gelip, Mehmet Kaçmaz dostumuzun vefat ettiğini fısıldadığında, sanki başımdan kaynar sular döküldü.

Tamam, her canlı ölümü tadacaktı, her fani doğduğu gibi bu dünyadan çekip gidecekti günün birinde.

 Cuma Karalar dostumuz,  face’de merhum içini bakın neler yazmıştı; “Ey rahmet olası başkanım, Ilıca’da bugün alkol bulunmuyorsa, bunun sebebi sensin. Ey rahmet olası başkanım, Ilıca’da bugün gereksiz işler yoksa, sebebi sensin. Ey başkanım, bugün Ilıca’da modern bir kaplıca varsa, sebebi sensin. Ey başkanım, bugün ılıca’da Berit Dağı’ndan tam Ilıca’ya 27 kilometreden su geliyorsa, sebebi yine sensin. Büyük başkanım,  mekânın cennet olsun, rahat uyu!”

Tabi altına gelen yorumlar övgü dolu sözler.

*

Dün, cenazeyi defnettiğimiz gün, Ilıca beldesinde mahşeri biri kalabalık vardı. Herhalde Ilıca, Ilıca olalı böyle kalabalık görmemişti. İnsanlar sel oldu aktı, caddelere sığmadı. Belki havada yağmur yoktu, aslında her an yağabilirdi de, Rabbim izin verdi, yağmadı. Ama siyasetçi yağmuru vardı. Gelmeyen yoktu. Her partiden insanlar gelmişti sevdikleri insanı uğurlamaya, son yolculuğuna göndermeye.

Ben deyim 2.500 kişi, siz deyin 3 bin kişi. Meğer ne kadar da çok seveni varmış.

Allah var, hakkını teslim etmek gerekirse, bugün sağlık sorunları ve tatil için bu beldeye gelenlerin yüzde doksan dokuzu merhumun eserleri ile karşılaşıyorlar.

Ondan sonra gelenler, asfaltların yamasını bile yaptıramadılar.

İz ve eser bırakırken, cenazesinde de arkasında gözü yaşlı binlerce insan bırakması bu yüzdendi.

*

Her şeyden önce insan evladıydı.

Sempatik, sevecen, delikanlı..

Herkese iyiliği dokundu, kimse için art niyet beslemedi.

Şimdi, çok sevdiği babasına kavuştu, yanına defnedildi. Artık orada, baba-oğul dertleşirler, merhum Halil Kaçmaz, oğluna soracak, “Oğlum, geldiğin yerde ne var, ne yok, Ilıca ne halde!”

Evlad Mehmet de muhtemelen şu cevabı verecek, “Değişen bir şey yok baba, her şey benim bıraktığım gibi durmuş. Şimdikiler günü kurtarmak telaşına düşmüşler. Ilıca için elini taşın altına koyan çıkmadı. Vaziyet bu!

Bu samimi itirafı dile getirenler arasında Cuma Karalar da vardı. “ben de dahil…”  diyordu.


Kardeşleri Mustafa ve Zeki Kaçmaz cenazeye gelenleri gözyaşları ile karşıladılar. Dikkat ettim, sayın Mehmet Sağlam da gözyaşlarına hakim olamamıştı.

Cuma Karalar ve merhumun çocukları, ailesi, sevenleri, dostları, arkadaşları… Perişan olmayan, yıkılmayan yoktu.

Kaldı ki, ağlamayan, ölümü yakışık bulmayan, zamansız bulan insanlar yoğunluktaydı, çokluktaydı.

Fakat, dedik ya ecel geldi cihane, baş ağrısı bahane hesabı, ecelin yaşı yok.

Vakti zamanı da.

Mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527