Oh be, dünya varmış azizim haberimiz yokmuş!
Neydi öyle gelenler. O ziyaret etti, beriki nezaket ziyaretinde bulundu, öteki hayırlı olsuna geldi, diğeri ondan aşağı kalmadı.
Her gün ziyaret, her gün kapılarda, salonlarda kuyruk.
Ellerinde birer çiçekler, ya da çikilota kutuları.
Gelenler maşallah yedi sülalesini toplayıp geliyor.
Bir gelen bir daha geliyor.
Sanki mübarek toprakları ziyaret eder gibiler. Mahallede ne kadar adam varsa, kahvede pişpirik oynayanı dahi kaldırıp yerinden, başkanları ziyarete gelenler, artık gına getirdiler.
Yeter yahu!
Yeter!
İki gün önce 1 Mayıs İşçi Bayramıydı. Tüm resmi kurumlar olduğu gibi, belediyeler de kapalıydı.
Sevindirici olan asıl biri başka husus, kentte bayram sakin geçti, emniyete mensupları tedbirlerini almışlardı ama, çok şükür istenmeyen bir olay yaşanmadı.
Vatandaşa ve emniyet mensuplarına teşekkürler.
Ziyaretler diyorduk…
Belediyelerin basın bürosunda çalışan arkadaşlarımızda herhalde rahat bir nefes almış oldular.
Belediye başkanlarının odalarını karargâh tutan basın çalışanları, gelenleri resimliyor, gazetelere, internet sitelerine servis yapıyor, zaten başlıklar, içerik ve haber metinleri hep aynı, gönder gitsin.
Eh, gazetelere de haber lazım nasıl olsa, cankurtaran simidi gibi, sarılıyorlar dört elle gelen haberlere.
Ama yeter!
Gazeteciler, siteye haber koyanlar, aynı isimleri, aynı başlıktaki haberleri sitelerine koymaktan yoruldular, ziyaret edenlerin maşallahı var, yorulmadılar.
Gelenler geldikleri, hayırlı olsun dilekleri ile kalsalar, o kalabalık içinde, başkanları çekiyorlar bir köşeye, kendilerinin sanki ayrıcalığı varmış gibi, başkanlar da ne yapsınlar gariplerim, seslerini çıkartamıyorlar.
Ne de olsa bunun bir de 5 sene sonrası var.
O anlatıyor, köyüne şunu istiyor, ya da bir başkası, ağzındaki baklayı çıkartıyor: “Seçimde sana oy verdim, akrabalardan 50 kişiydik, hepimiz de seni destekledik. Fire vermedik. Ama şu benim oğlanı bir belediyeye alsan…”
Belki kızını da öneriyordur.
Başkanlara bunalmıştır inanın. Her ne kadar seslerini çıkartamasalar da, belki de kalabalıklardan memnun olsalar da, sanmıyorum ya, neyse… Sıkılmışlardır. Yorulmuşlardır. Kolay mı, her gün ayakta bekle, gelene hoş geldin de, teşekkür ederim de, Allah razı olsun de…
De, de… Arkası gelmiyor, bitmiyor.
Gelenler yorulmuyor, köyde, mahallede, ailede ne kadar adam varsa, topluyor, bir arabaya bindiriyor, bir değil, iki değil, belki de üç defa başkanlara hayırlı olsun…
Sıktınız ama!
Artık başkanları rahat bırakın da, seçimlerde sizlere verdikleri sözleri tutsunlar, projeleri hayata geçirsinler. Bakın vakit yok, her ay bir projeyi uygulamaya, hayata geçirmeye çalışsalar, vallahi 5 sene yetmeyecek.
Zaten 5 sene sonra siz o adamları ecelinden evvel öldürürsünüz, alimallah!
Yeter, yeter!