banner1524
  

Okurlar ki, her zaman haklı, bizi de sert biçimde eleştirirler. Bunu normal karşılarım. Eleştiren insan, eleştiriye karşı tahammül etmek zorunda. Böyle bir güzellik, sorumluluk var topluma karşı. ‘Ben eleştireyim, canımın istediği cennetlik, canımın istemediği cehennemlik!’ diyeyim, beni eleştiren olursa da, ‘Hop, dur orada hemşerim!’ diyeceğim öyle mi?

Yok öyle yağma!

Bu kadar ucuz değil. Sosyal medya da dâhil buna.

*

Gazete ve televizyon haberlerine bakılırsa, UNESCO’nun verilerinde, küresel çapta 15 yaş üzeri 758 milyon kişi okuma-yazma bilmiyor. Türkiye’de ise bu sayı 7 milyonun üzerinde imiş. Üstelik de çoğu kız çocukları.

Evet okumuyoruz. Okuduğumuzu zannedip, günlük gazetelere ve sitelere göz attığımızda, sadece bakıyoruz. Başlığa bakıp habere yorum atıyoruz. Okuduğumuzu zannediyoruz. Ama okumuyoruz.

Üstelik de okuma yazma bilmeyenlerin çoğunun kız çocukları oluşu dikkat çekiyor.

Yani bu hesaba göre, ülkenin yüzde on’u okuma yazma bilmiyor, yani ümmi…

Siz buna yarım yamalak okuma yazma bilen, her nasılsa ilkokul diploması almış, en fazla yüz sözcük ile konuşan, bırakın kitabı, gazete bile okumaktan aciz, ekonomik ezilmişlik ya da kültürsüzlük, ne derseniz deyin, hayatında sinemaya, bir restorana bile gitmemiş, yalnızca televizyona bağımlı koca bir kitle haline gelmişiz.

*

Yukarıdaki kriterleri de göz önüne alırsanız, ülkemizde okuma yazma bilmeyenlerin sayısı neredeyse on binlere fırlayacak gibi.

Amaaaannn.

Üzüldüğümüz şeye bakın, Allah aşkına söyler misiniz, okumuşlarından ne hayır gördük ki. Okumuş diplomalı cahillerin cirit attığı ülkemizde, şehrimizde neyin peşindeyim, hayret valla!

Hani neredeler mi?

Aşk olsun size, çevrenize bir baksanıza!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527