Parası çok, altını-pırlantası-elması gani olan, dövizlerinin, bankalardaki paralarının miktarını bilemeyen, bağının-bahçesinin-tarlasının, fabrikalarının sayısı bir tarafa da, kaç kişi çalıştırdığını dahi aklında tutamayan zenginler, her nedense kendinden aşağı tabakadaki insanları hor görürler, paralarına, altınlarına ve dövizlerine güvenip, ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun? Ben falanım, adamı satın alırım. Sen kaç aralık adamsın lan!’

Hoppala…

Bu da nereden çıktı şimdi?

Valla kimin nereden çıktığını bilmiyorum da, geçenlerde gazetede okudum, makam-mevki sahibi, üstelik görgüsüz birisi, Dubai’ye giden uçakta etrafındakilere sataşıyor resmen; ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun ha? Ben milyar dolarlık adamım lan, istersem Türkiye’yi de satın alırım. Bırak lan, gel buraya an, pez…nk…’

Alkol almış, zil zurna sarhoş dürzü!

Hadsizlik, terbiyesizlik, saygısızlık had safhada iken uçakta bileklerine kelepçe takılıyor hemencecik. Hostesler dahil, sataşmadığı yolcu kalmamış uçakta. Tabi kolluk kuvvetlerine teslim edilmiş ve kara listeye alınmış, yani bir daha uçaklara binemeyecek!

*

Biz alıştık bu tür şımarık, görgüsüz ve sonradan zengin olmalara ve onların dengesiz, tutarsız hareketlerine, konuşmalarına…

Alıştık da, kamuoyundaki itibarına bak, yerlerde sürünüyor!

Siyasette, ticarette şansı açılmış, tuttuğu takımın, gönül verdiği partinin nimetlerinden yararlanmış bazı zengin, görgüsüz, züppe ve şımarık çocukların, büyüklerin efelenmelerine yıllardır seyirci kaldık.

Okuduk, duyduk, gördük…

Trafikte de, memur görevini yapıyor, durduruyor bir aracı, içindeki sürücü hafife alıyor trafik memurunu, adam yerine koymuyor sözüm ona, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun, bak, seni Hakkari’ye sürdürürüm.’

Eskiden olsa memurlar çekinir, haritada kendilerine yer beğenmek yerine, sesini çıkartmaz, amirler de arkasında durmadığı için, yer yutardı o hakaretleri, tehditleri.

Bereket versin şimdi öyle değil. O ucuz, basit ve küstah tehditlere kimse aldırmıyor, pabuç bırakmıyor ve emniyet amirleri de o memurların arkasında duruyor!

*

Adam olmanın da fiyatı para demek! Üç kuruşluk olan şımarık zenginleri bilirdik de, milyar dolarlık olanlarını gazete haberlerinden öğrendik.

O adama şunu söylemek lazım, markete gider istediğini alabilirsin, istediğin arabaya biner, istediğin lüks evlerde oturabilirsin. Cep telefonun en pahalısından olabilir.

Her şeyi alabilirsin. Bağ, bahçe, tarla, fabrika-işletme, senin olsun.

Ama şunu unutma budala, görgüsüz ve aciz adam; ‘Türkiye’yi almaya gücün yetmez! Çünkü Türkiye büyük bir devlettir, para ile de satılmaz, sen git komşu bakkaldan kendine bir hıyar al, ya da eczaneye git, sakinleştirici al da adamlığı gerçek adamlara bırak!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1560

banner1551

banner1561

banner1552

banner1554

banner1555

banner1556

banner1557