Bu günlerde Kahramanmaraşspor gündemden düşmüyor.
Oynadığı 6 maçta sıfır çekmesi, sürekli dışarıda oynaması, teknik direktör değişikliğine rağmen takımın bir türlü istikrarı yakalayamamış olması, stad bilmecesi gündemden düşmezken, Kahramanmaraşspor Kulüp Başkanı sayın Fatih Mehmet Ceyhan’ı ikinci kez konuk ettik programımıza.
Sevgili partnerim sayın Neşe Yıldızhan ile, KENT KULİSİ programına konuk ettiğimizde, zaten terliydi, sorular karşısında da terlemeden yapamadı. Çünkü bir anlamda çapraz ateş altındaydı ama Başkan sayın Fatih Ceyhan rahattı ve her soruya cevap verebilecek doluluktaydı, hazırdı üstelik.
*
Kabul edilir bir gerçektir ki, Başkan sayın Ceyhan, 8 senedir dişiyle tırnağı ile bu takımı ayakta tutmaya çalıştı. Tüm zorluklara, tüm tepkilere rağmen yılmadı, eleştirilse de takımı yalnız bırakmamak adına kurda kuşa yem etmedi.
Canlı yayında en çok konu edilen mesele, takımın şirket olması, dernekleşememesi idi. Kaldı ki bu mesele çok konuşuldu, çok yazıldı. Takımı bir kere şirkete Ceyhan çevirmedi. Aslen Çanakkaleli olan ve bir dönem takımın kulüp başkanlığını yapan Doğan Tehçi idi.
Ama kimse bunu sormuyor, sorgulamıyordu!
Başkan da sorulara cevap verirken, “Bu takımı ben şirket olarak aldım, neden şirket olduğunu bana değil, Doğan Tehçi’ye sorun!” derken aslında haklıydı. Ama bugün itibariyle kulübün başkanı olunca, tüm gözler ve tüm eleştiriler, tüm oklar kedine çevrilmişti, bir anlamda günah keçisi ilan edilmişti.
Ona kalırsa günah keçisi ilan edilmesi gereken Ceyhan değil, Doğan Tehçi idi.
*
Bazı sorulara çok sinirlendi. Haklı mıydı, bilemem. Neticede takımın patronu kendiydi. Örneğin, Neşe hanımın, bir izleyiciden gelen sorusunu sorduğu, “Takıma oyuncular alırken menajerliğini siz mi yapıyorsunuz, takım kurulurken, yani sahaya çıkacak 11’i siz mi belirliyorsunuz!” sorusu karşısında terleyince, terini silmek için peçeteyi uzatmak bana, ama sinirlenmek de başkana düşmüştü. Tepesi attı bir anda.
“Hayır, bunu kim sorduysa, ya futbolu bilmiyor, ya kasıtlı soruyor! Yok öyle bir şey! Tabi ki takım sahaya çıkacaksa, 11’i belirlemek teknik adamın işi, bunun için var. Ama bizim de fikrimiz, önerimiz tabi ki olur. Bu gayet normal” cevabını verdi, teknik direktör Osman Bozkurt’un kendi isteği ile bir ay önce görevi bıraktığını, o sebeple bu takımın ruhunu bilen, bu şehrin evladı, bu takımda oyun oynamış Recep Aydemir’i takımın başına getirdiklerini ekledi.
*
Stad meselesi hepsinden de önemliydi. Takım içerdeki maçlarını Osmaniye sahasında oynamış ve hepsinden puansız dönmüştü. Bu hafta ise maçımız Ceyhan’da oynanacak. Muhtemelen önümüzdeki haftadan itibaren içeride oynanacak. Ama hangisinde, birkaç güne kadar belli olacak.
Meselenin çözümü için hafta başında AK Parti İl Başkanı Fırat Görgel ile bir araya gelmişler, ortak çözüm önerilerini tartışmışlar, konuşmuşlardı.
Ve...
En önemlisi de tüm başarısızlıkların sorumlusu olarak kendini gösteriyor, kimseyi hedef tahtasına koymuyor, kimseyi günah keçisi ilan etmiyor, kimseyi başarısızlıkta pay sahibi yapmıyordu.
Bir suç bir başarısızlık varsa, hepsi bana ait derken, hem özgüvenini sergiliyor, hem de özeleştiriyi haykırıyordu ekrandan.
*
Temennimiz, dileğimiz takımın silkinmesi, ayağa kalkması ve layık olduğu yere gelmesi. Bunun için sadece Başkan Ceyhan’a değil, bürokrasiye, siyasilere, yerel yönetime ve özellikle de basına büyük ve ciddi sorumluluklar düşüyordu. Bu takım şehrin takımıydı ve 3. lige düşmek gibi bir heves içinde olmamalıydı kimse.
Netice itibariyle bu takımın rengi kırmızı-beyazdı ve şehrin aynasıydı, en önemli tanıtım unsuruydu.
*
Başkanı eleştirelim. Sıkıntı yok! Ama linçe kalkışmadan, yargısız infazda bulunmadan fikrimizi, önerilerimizi, eleştirilerimizi yapmak herkesin hakkı. Ama hakaret etmeden, belden aşağı vurmadan… Olacaksa, insaf ölçüsünde.
*
Takımın borcu, Başkan Ceyhan’ın takımı almak isteyenlere vereceği meblağ ve öneri tabi ki gündemdeydi. Bunu kaçıncı kez anlattı, söyledi. Takımın eski değil, eskimeyen başkanı gibi, takımı yalnız ve sahipsiz bırakmak istemeyen tutumu, özgüveni ve iradesi ile gittiği yere kadar taşıyacaktı, sırtlayacaktı.
Kimse bindiği dalı kesmez. Hiçbir kulüp başkanı da takımı bir alt lige düşsün istemez!
O bakımdan zemin, şartlar ne olursa olsun, bu takıma sahip çıkmak herkesin boynunun borcu. Bu takım sadece Fatih Ceyhan’ın değil, bir milyon 250 bin nüfuslu şehrin.
Bize düşen, takıma ve Başkana sahip çıkmak!