banner1524

Bir müddet önce, (bir hafta önce) dengesizliğin, kalitesizliğin kitabını yazan ve soygunları, usulsüzlükleri ayyuka çıkan karakteri bozuk biri yazdığım yazıyı  beğenmemiş olmalı ki, kaliteyi sorun yapmış.

Mesajla sözüm ona haddimi bildirmiş.

Dediğim, yazdığım şu; “O bölgede hiç şansı yok…”

Hepsi bu…

O bozuk mal, o defolu, o kanı ve sütü bozuk adamın bırakın beni, bu şehir sınırları içinde kimseye kalite dersi verecek kapasitesi de yok, hakkı da…

*

Bir zamanlar bir kurumda görev aldı. Anasını bellediler el birliği ile, kurumu soyup soğana çevirdiler. Herkesin eli içinde olduğu için, zamanı geldi, birbirlerine düştüler, birbirlerini mahkemeye verdiler, ellerinden arabalarını aldılar, birbirlerini boğazlayacak kadar ileri gittiler, suçladılar vs…

Kırdıkları ceviz bini geçerken, bu şehirde yapmadığı halt kalmamış iken, devlete milyonlarca zarar verdikleri yetmiyormuş gibi, bünyelerinde barındırdıkları binlerce insanı mağdur ettiler, sadece kendilerini düşündüler, ceplerini doldurdular, çoğu sefalet içinde yüzerken, bunlar bolluk-bereket ortamında günlerini gün ettiler.

Bildiğim kadarı ile yine bir kurumun başında imiş.

Böyle tıynetsiz adamlar, böyle kalite sorunu yaşayan dürzüler, böyle ahlak ve zeka katsayısı düşük adamlar nasıl kurumlarda yer alıyor, havsalam alacak gibi değil.

*

Tabi yerel seçimler geliyor. Herkes bir ayrı havada. Herkes farklı telden çalıyor, herkes bir hesap peşinde.

Tek hesap var, bir koltuk nasıl kaparım, nasıl bir ünvan yakalarım, nasıl kenarından kıyısından tutunduğum siyasette bir görev alırım, yaşamımı idame ettiririm…

Bütün dert, kaygı, tasa bu.

*

Geçenlerde bir fıkra okumuştum. Not almamıştım ama, bu hadiseyi yaşayınca sizinle paylaşmak şart oldu.

Adam doktora gitmiş, “Doktor bey, bende aşağılık kompleksi var, nasıl tedavi olabilirim!”

Doktor sormuş, “Nedir şikâyetlerin, sıkıntıların, anlat!”

Başlamış anlatmaya; Valla ben siyasete bulaştım, bir türlü yakamı kurtaramıyorum. Hayatım hep koltuk peşinde koşmakla geçti. Birilerinin altından koltukları çektim, kendim oturdum. Paraları ben yedim, karı-kız peşinde koştum…” demiş hasta.

Devam edip sormuş doktor, “Hepsi bu kadar mı?”

Adam pişkin pişkin sırıtmış; “Olur mu, daha neler var…”

Doktor dayanamamış artık, “Kusura bakma, sende aşağılık kompleksi yok, sen zaten aşağılık adamın tekisin!” demiş.

*

Bu yazı ve bu fıkra, kalite sorunu yaşayan aşağılık siyasetçilere ithaf olunur!

 

NOT: Editör sizi düşünerek 4-5 gün yazılarına ara veriyor. Muhtemelen Güneydoğu’ya çevirecek rotayı. Hakkınızı helal edin, e mi? Barış sürecine katkı sağlamak için...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527