banner1524
Önce, adını koyalım, kavgadan, çatışmadan ve savaştan medet uman insan değiliz. Hiçbirini de tasvip etmiyoruz. İnsanın insana şiddetini, işkencesini de…
Kimden gelirse gelsin, muhatap kim olursa olsun.
Dün yoğun bir trafik yaşadık. Olayı biliyorsunuz ve bu köşede okudunuz gelişmeleri. Tabi üzüldük. Neticede darp edilen, bugün hastanede yatan ve tedavileri süren Hançerkıran ailesi kadar, o polisler de bizim evladınız, kardeşimiz.
Lakin, Burak ve Bilal’in vücudundaki darp izlerini görünce, yüzlerine bakmak dahi istemedim. Resimlerini çekebildim sadece. İnsanın insana yapabileceği davranış değildi. Yüreğim kaldırmadı.
Tuttum, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı hemşehrimiz ve arkadaşımız sayın Muammer Buçak’ı aradım. Gördüklerimi, işittiklerimi aktardım. İki kez görüştüğüm emniyetin önemli ismi sayın Buçak, “Hemşehrim, sen gazetecilerin büyüğüsün, abisisin. Her ikisi de bizim gençlerimiz, evlatlarımız. Hakemlik yap, barışı sağla! Olay toplumsal değil, bireysel. Olmasa iyi olacaktı, ama olmuş, ok yaydan çıkmış! Dikkatli olmak zorundayız” dedi.
Diğer söylediklerini burada yazmıyorum.
Ya da benim söylediklerimi…
*
Bu hadise, sıradan bir vatandaşın başına gelmiş olsa idi, o kişi yediği dayakla, darp ile kalacak, sıradan, rutin bir asayiş olayı gözüyle bakılıp, kayıplar ve ayıplar sayfası arasında kaybolup gidecekti.
Lakin Hançerkıran ailesi, pabucun pahalı olduğunu gösterdi, çevresi ile (siyasi ve bürokratik anlamda) yaptığı telefon görüşmeleri sonrası, olay bireysellikten çıkıp, topluma mal oldu. Nihayetinde olayı duymayan kalmadı, Ankara bile ayağa kalktı.
Emniyet Genel Müdür Yardımcımız, sevgili hemşehrimiz Muammer Buçak da Emniyet Müdürü Metin Aşık’ı arayarak olay hakkında bilgi aldı.
Tabi kimse ayranım ekşi demeyecek. Emniyet müdürü Metin Aşık, polisine toz kondurmayacak, lakin olmayan kamera görüntüleri sebebiyle bu meseleye ilişkin nasıl bir açıklama yapacak, doğrusu onu da merak ediyorum.
Tabi Av.Ahmet Özdemir de kamera görüntülerini isteyecek, olay netlik kazanacak.
*
Nereden bakarsanız bakın, hadise ayıp ve çirkin. Emniyet Müdürümüz Metin Aşık’ın her toplantısına gideriz, söylediği ve sivil toplum kuruluş kanaat önderleri ve mesai arkadaşlarına söylediği şu cümle çok önemliydi; “Her şikayet bir armağandır!”
Sanıyorum bundan sonra, hele hele bu olaya vakıf olan Kahramanmaraş halkı, şikâyet ederken, 155’i ararken, hak arama mücadelesini düşünürken, biraz daha fazla düşünecek, tereddüt edecek, şikâyet edersem benim de başıma bunlar gelir mi düşüncesinden yola çıkarak, belki de şikâyetinden vazgeçecek, haksızların yaptıkları haksızlık da yanlarına kâr kalacak belki.
*
İki polis arkadaşımız da yaralanmış. Söylendiğine göre ve gazete haberlerine bakılırsa, birinin ayağı, diğerinin de burnu kırılmış. İki taraf da birbirinden şikâyetçi.
Yazıyı uzatmak istemiyorum. İtidal tavsiye ediyorum, sağduyu öneriyorum, basiret diyorum ve her iki tarafa da geçmiş olsun dileklerimi gönderiyorum.
Son sözü söyleyecek olursam, darp etmenin, öldüresiye dayak atmanın, biber gazı sıkmanın insancıl bir yanı bulunmadığını da yinelemek istiyorum.







 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527