banner1524

Vapur da gelmez bu sulara.

Tren istasyonda beklenir, deniz ya da karayolunda tren bekleyenlerin aklından kuşku duyan birisi olarak, sık sık trenden inen, kompartıman değiştirenlerin de aslında o trende işi yok!

Almayacaksın, “İn lan aşağıya!” deyip bir tekme de sen vuracaksın. Niye bindin, neden indin, şimdi niçin binmek için can atıyorsun!”

Şunu demiştir, diyecektir:

“Eeee, bu treni seviyorum! Lüks ve üstelik de hızlı gidiyor. Sonra vatman treni mükemmel kullanıyor, kompartımanlar temiz ve yemek servisi harika, ede, bırak da bineyim be!”

Söylediği niyeti ve samimiyeti dışında doğru.

Bu tren hızlı gidiyor, artısı var, herkes binmek için can atıyor.

Vatman desen, üstüne yok! Daha onun kadar usta vatman yok be usta! Yol desen her ne kadar yağışlı, hava kaygan da olsa, herkesin uğruna ölümü dahi göze alabileceği kadar kusursuz.

Ben de binecem!

Hadi oradan, in lan aşağı!

*

Geçtiğimiz haftaki haber ve kulis yazılarımız biliyorum, büyük yankı uyandırdı. Siyasetin üzerinde ölü toprağı vardı, herkes belki de ramazanın mahmurluğu içindeydi, mayışmıştı, haber ve yazılardan sonra milletin gözü açıldı, “Vay be, neler oluyormuş da haberimiz yok!” sesleri dalga dalga Kahramanmaraş semalarında yankılanamaya başladı.

Zaten bizim şehrin üstündeki ölü toprağı hiç kalkmadı aslında.

Tren dedik… Bu tren milletin. Kimsenin babasının malı değil. Sonra yine kimse de sahiplenmeye kalkışmasın! Tren milletin treni. Herkes biner. İster ön koltuğa, ister arka tarafa. Ama biner, binecek! Herkesin bu trene binme hakkı var. Kaldı ki kimsenin de ‘sen bin, sen binme!’ deme ve ayrıştırmaya gitme hakkı yok!

O bakımdan, herkese kendi işine baksın!

*

Biz adam olmayız! Evet, bu kadar iddialı yazıyorum. Baksanıza, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, bir iftar programında, “Artık başkan adayı olmayacağım. Buraya kadar. Bugüne kadar belediye başkanı olarak iftarlara katıldım, bundan sonra misafir olarak katılırım, tabi çağırırsanız, kabul ederseniz!”

Âlicenaplık bu işte. Büyüklük bu… Hırs yok, hep ben, hep bana yok!

3 dönem milletvekilliği yapmışsın, sonra yine mecliste en büyük çatının patronu olmuşsun, hâlâ aklın fikrin ve gözün burada!

Hadi gel köyümüze geri dönelim diyenlere, daha yapacak çok işim var diyorsan, git torun torba sev! Vatman bile seni düşünmüyor trende.

Bizden uzak dur yeter ki!

*

Gücü ve iktidarı elinde tutan AK Parti’de hareketlilik had safhada bu günlerde. Merkez ilçe yönetimi istifasını veriyor, Okay hedef büyütüyor, yeni ilçeler için teşkilat başkanları yeni yapılanma sürecine girmişler, yemekli toplantılarla yarın yönetimi tanıtacaklar. Gazeteciyi çağırıyorlar,  “Gel yemek var!” diye…

Cuma günü Kervanhan’da…

Gitmeyeceğim. Gazeteciler sanki yemek delisi, aç, görgüsüz! Böyle bir davet bile ne kadar çirkin, ne kadar yakışıksız! Şımarıklık, soytarılık!

 

MHP ve cenahında da hareketlilik başladı ufaktan ufaktan…

Lakin Ömer Özkan’ı susturamayacaklar, durduramayacaklar gibime geliyor.

Ayak seslerini hissedebiliyor musunuz?

*

Son söz, bana, “Kalbinin sesini dinle Mehmet abi!” diyen sevgili dostum, büyük önem verdiğim sayın Mahir Ünal.

Kanaatimce yanlış yönlendiriliyor, bilgilendiriliyorsunuz gibime geliyor.

Hissetmem, duyumlarım, gözlemlerim bu mealde…

Dilerim yanılıyorumdur.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527