Sevmem bu Osmanlı ve Türk düşmanlarını. Bize her dönemde ihanet eden, arkadan vuran bu petrol zengini, şımarık, dini siyasetine ve ticaretine alet eden sözde Müslüman ülke… Bakmayın siz bize dost gibi gözüktüklerini de, başta Amerika olmak üzere batının uşağı, köpeği bunlar. Ne arkalarından gidilir, ne önlerinden. Amerika’nın kullandığı, kucağında tuttuğu bir köle devleti… Ne devleti, kabile…
Benim ülkemde Cemal Kaşıkçı’yı öldürerek sıkıntı veren bu Suudi milleti Cumhuriyet düşmanı da aynı zamanda. Komşularımız, dostlarımız olduğunu zannettiğimiz İslam coğrafyasında ihanet hikâyeleri her zaman yazılır, her daim okunur ve hiç de bitmez.
*
Neyse, Osmanlı’ya, Türkiye Cumhuriyetine ihanet eden, arkadan vuran, hançerleyen her kim ise Allah belalarını versin!
Şunu da yazmadan geçemeyeceğim, Batı’nın hiç şakası yok. Dostluğuna güvenilmez. İstediğin kadar uşaklık et, istediğin kadar kucağında otur, istediğin kadar kullanılır ol, son kullanma tarihin geldiğinde seni tutar çöpe atar.
Allah, Türkiye Cumhuriyetini, devletimizi, bayrağımızı, dinimizi, vatanımızı, milletimizi düşmanların şerrinden muhafaza eylesin!
Soru hâlâ net değil. Kaşıkçı’yı kim öldürdü? Öldürüldü ise cesedi nerede.
Soruyorlar; kim öldürdü? Vallahi de billahi de ben öldürmedim. Amerika ve Suudiler senaryoyu yazdılar, oyuncuları sahneye sürdüler, oyun oynandı, dünya seyretti ve perde kapandı. Bu iki soytarının işbirliği neticesi yaşandı her şey.
Dedim ya, her zaman da söylerim, tüm oyunları tüm planları tüm senaryoları Türkiye üzerine. Hedef Türkiye aslında. Ama Allah’a şükür biz bu kirli, adi, şerefsiz, haysiyetsiz senaristlerin yazdığı oyunlara gelmeyeceğiz.
Ama Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayip Erdoğan, yakın zamanda bu Suudileri öyle bir dövecek ki, elinden kimse alamayacak!
Sayın Erdoğan’ı Allah esirgesin