banner1524
  

En yakınınız vefat ediyor, bu dünyadan göçüyor, taziye evleri bile 3 günden fazla zaman ve fırsat vermiyor ailenize, size…

Yeter üç gün deniliyor. Sonra da en başta ailenin yakınları, kim ise vefat eden unutup gidiyor.

Ölenle ölünmüyor çünkü. Hayat devam ediyor.

*

Meseleye gelecek olursam…

Tabi ki siyaset, tabi ki Ahmet Özdemir’in kenara alınışı, H. Ömer Oruç Bilal Debgici’nin göreve getirilişi, sahaya sürülüşü...

Birkaç gün daha yazarız, sonra köşemize çekilir, günlük yaşama döneriz. Ölen öldüğü ile kalır. Ailenin yakınları biraz ağlar, üzülür gibi görünür, (bazıları da timsah gözyaşı döker-el görgülük) sahte ağlamalık faslı geçirir, gelen gidene ayıp olmasın diye ağlıyormuş, üzülüyormuş pozu ve görüntüsü verirler. Gerçi bakanlar, karşıdakiler ne olduğunu, ne kadar samimi olup olmadıklarını anlarlar da, seslerini çıkartmazlar.

*

Mesele demiştik…

Artık en deli dolu akan sular, coşkun akan dereler durulur, siyaset durulmaz bu şehirde. Yarınların nelere gebe olduğunu bilmek için siyaset bilimcisi, uzmanı olmaya gerek yok.

Bir kere, kılıçlar kınından çıkarıldı, çekildi, hedefler belirlendi. Ne zamana v enereye  kadar, bilinmez. Muamma…

Kim Malkoçoğlu, kim Ertuğrul, kim Köroğlu göreceksiniz!

Bu bir maçtı, müsabaka idi, galipler ile yenilgiyi tadanlar şimdilik yedek kulübesindeler ve sanmayın ki soyunma odasına alındılar. Böyle düşünürseniz, düşünüyorsanız büyük yanılgı içindesiniz, bilesiniz!  Yanılırsınız.

Bizi en çok ne bitirir, biliyor musunuz?

Fitne…

Bizim en büyük hastalığımız…

Ya onlar seni yer bitirirler, ya sen onları…

Gücün yeterse, arkanda destek ve fırsat bulabilirsen tabi… 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527