banner1524

Yapılan araştırmaya göre, cep telefonları ve klavyeler klozet kapaklarından 400 kat daha kirli imiş.

Kirli imiş ama bazı insanlar klozet kapaklarından da kirli. Televizyon haberlerinde bilgilendiriyorlar, toplu taşıma araçlarındaki tutmaçlar, tırabzan demirleri, vs. ile her gün milyonlarca mikrop taşıyoruz evimize. Zaten memleketteki mikroplar yetmiyormuş gibi, bir de çevremizden vücudumuza sinen mikroplar, yaşamımızı olumsuz etkilerken, teknolojide delikanlı rüzgârlar esmiyor artık. Rüzgârlar da oynak, rüzgârlar da dönek.

Buna rağmen insanlar rüzgâra karşı işemekten de geri kalmıyorlar nedense…

Kabul edin artık! 

Teknolojiye yenik düştük. Cep telefonları elimizden düşmüyor. Yemek yemiyor, su içmiyor, spor yapmıyoruz ama cep telefonsuz yapamıyoruz bir türlü. Hayatımıza, kanımıza girdi meret!

Televizyonlarda küfür kıyameti, ellerdeki silahlar da kesmiyor artık.

*

İletişimin genişlemesiyle, nefretin ve kötülüğün büyümesi arasındaki ortak paydanın tercümesi; teknoloji insanların içindeki kötülüğü açığa çıkarmıştır. O yüzden nostaljiye yakın durmak suç sayılmıştır. Zaten teknolojinin kulu kölesi, esiri olunca, hayatımızın da bir anlamı kalmadı. Teknoloji yaşam tarzımızı değiştirdi, sohbetleri, muhabbetleri, komşuluk ilişkilerini, dayanışmayı, birlik ve beraberlik ruhumuzu köreltti.

*

Bu ülkenin 1980 darbesinden sonra gördüğü en acımasız darbelerden biridir televizyonlar. Yaşamımızın bir parçası olup çıktılar. Bizi kendilerine kul-köle yaptılar. Esir muamelesi çekiyorlar.

Diziler derseniz, izlediğinizde de görüyorsunuz, engelli insanlar nasıl sömürülüyor. Gazeteler, televizyonlar engellileri değil, gazi ve şehit yakınlarını da sömürmekten geri kalmıyor.

Dizileri izleyin! Kadına şiddetin ve tecavüzün sırtından nasıl geçiniyorlar! Ucuz haber bültenlerinin sermayesiz müşterisidir kadına şiddet ve tecavüz.

Üç paralık konuları gevelemekle geceyi kapatanlar, her türlü çirkinliğin kapısını açıyorlar. Ne insanı bir mesaj var, ne ahlaki bir duruş. Onların kazandıkları her kuruş haram olsun desek ne yazar.

Alan razı, veren razı!

*

Sokaklarda mendil satıyor nostalji, dilinden dökülen cümleler dokunaklı bir kitap gibi. Her sabah gülümseyerek selamlaşıyor hayatla.

Ve hayata şükrediyor. Bunları yazarken, mesleğe başladığım 50 yıl önce, Uzunoluk’tan aşağı inerken, ‘yazıyor, yazıyor…’ diye bağırarak satmaya çalıştığım ‘Memleket’ gazetesinin nostaljik sayıları geliyor gözümün önüne. O zamanlar gazetemiz 4 sayfa çıkar, sadece Maraş’ın bir manzarası, Valinin ve Belediye Başkanının fotoğraflarından başka görselin olmadığı o gazete, bugün belki yok ama insanlarda bıraktığı iz silinecek gibi değil.

Şehirler kadar, Maraş kadar medyanın bir dili, bir duruşu, bir onuru ve bir hikâyesi vardı. O hikâyede, şantaj, kalleşlik, iftira, yalan ve asılsız haber yoktu. Yorum zaten olmazdı.

Oysa şimdi…

*

Bu şehirde Suriyeli yoktu o zamanlar. Yani 50 yıl ve daha fazlası sürede. Şehir huzur doluydu. Yediğimizden, içtiğimizden, giydiğimizden ve hayattan zevk alırdık.

Nostalji diyoruz ya, yani eskiler, eski yaşamlar, eski şarkılar-türküler, unutulan gelenekler, ananeler ne isyan ediyor, ne başkalarının yolunu kesiyordu. Ağır yaralı olsa da yarınlarına serenat yapıyordu.

*

Teknoloji bankamatikten emekli maaşını çeken yaşlı insanların paralarını çalıyor. Hak etmediği bir dünyanın içinde su gibi para harcıyor da lanet okuyor hayata. Nostalji kâğıt mendil bilmeyen zamanların vicdanını taşıyor.

Yıllar öncesinden bugünlere atılan elle yazılmış mektupları okuyor hâlâ.

İster kabul edin, ister etmeyin,

Teknoloji insanların, hepimizin canına okuyor. Yeşeren ağaçlarımızı, umutlarımızı kurutuyor.

Bizler ne yapıyoruz, hayattan umduğumuzu bulamayınca yıldızları seyrediyoruz. Geleceğimizi bile yıldızlarda arıyor, falcılara avuç avuç paralar ödüyoruz.

Bir şarkı dinliyoruz eski yıllardan, derdimize derman olur diye.

Sinemalar kadar siyah beyaz yılların özlemiyle yanıp tutuşuyoruz. ‘ah o günler, ah o günler!’ diye diye…

O yüzden elimizde yanmadık fotoğraf kalmadı.

*

Nostalji güzeldi desem neyi değiştirir ki!

Teknolojinin künyesinde duruma hâkim olan çirkinliklerin alkışlandığını bile gördükten sonra.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527