Aman Allah’ım, ‘Bir koli için fırtına koparmak’ başlıklı bir yazı yazdım, kıyameti ben yaşadım, eleştiri okları üzerime çevrildi, hedef tahtası haline geldim, okur demediğini bırakmadı, kimisi yalakalıkla suçladı, kimisi de bunadığımı ima ederek emekliliğimi istedi.

Tüm eleştirilere eyvallah.

Eleştirenler, eleştiriye de tahammüllü olacak. Yorumların hiçbirini silmedim, silmem. Hakaret ve küfür yoksa, başım gözüm üstüne!

*

Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’ün 600 milletvekiline, danışmanlarına, meclis gazetecilerine kadar gönderdiği teşekkür amaçlı hediye kolileri üzerinden fırçayı yiyen bendim.

Bazı milletvekilleri kolileri iade ederken, eski bakanımız Vahit Kirişçi de mecliste arkadaşlarına ikramda bulunmuş.

Yerel siyasetin Maraş’taki sesi soluğu olan Ali Öztunç ve İrfan Karatutlu, hedefine Hayrettin Güngör’ü koyarken, kişisel düşüncemi paylaştım.

Okurun haklı olduğu yerler var mı derseniz, evet derim. Var…

*

Önümüz kış, çadırlar kaldırıldı dese de, gözüm görüyor, birçok yerde çadırlar yerini koruyor. Kim oturuyor, kim hangi maddi destek görüyor belli değil. Kuyumcular ve ikinci el oto pazarı hiç olmadığı kadar hareketli. Bırakın çadırı, konteynerler bile sahipleri tarafından kiraya veriliyor.

O hale geldik.

Adamın evi hafif ya da orta hasarlı, oturabilir durumda. Ama vaktinde,  nereden ve nasıl aldıysa, konteyner edinmiş, gece-gündüz evinde kalıyor, konteyner de kirada.

Oh ne ala memleket!

*

Tamam, Hayrettin Bey suçlu diyelim, tamam Hayrettin Bey’i darağacında sallandıralım da, senin-benim-ötekinin, hülasa hepimizin hiç mi kabahatimiz yok.

Hadi ben yazdım, hediye-teşekkür kolilerini savundum diyelim. Muhalefete parti milletvekillerinin şehir milliyetçiliği nerede kaldı. İnsan bir sahip çıkar, insan ele güne rezil etmez memleketini, başkanını.

Şunu de, ‘Başkanım zamanı değildi, biraz şehir toparlanasın, insanların morali yerine gelsin, hayat normale dönsün!’

*

Şehrimizin böyle et, ekmek ve yağ kuyruğu gibi uzayıp gidecek tartışmalara ayıracak vakti yok. Okurlarımıza hak vermiyor  değilim, yanlış anlaşılmasın.

Oldu bitti, yaşandı, geçti gitti deyin, memleketimize sahip çıkma hevesi, iştahı içinde olalım.

Beni eleştirin, saygı duyarım. Ben sizlerle varım, sizler olmasanız benim kilom kaça. Beni ayakta tutan, var eden, yaşatan sizlersiniz.

Sizleri seviyorum.

Ama eleştirirken lütfen insafı da elden bırakmayın. Ha, ‘Yeter artık, bıkkınlık verdin, mental yorgunluk oda başladı senede, zaten seni okumuyoruz, takip etmiyoruz, emekli ol, kenara çekil!’ diyorsanız, vallahi onu uda yaparım.

Tüm okurlarıma, takipçilerime selam ve sevgilerimle…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol