banner1524

Bırakın beslemeyi, çalıştığınız büroya bile köpek getirmek strese bire birmiş.

Bir tane var, büroya sokmam zaten de, havlayıp duruyor! “Hoşt, hoşt!” demekten bıktım!

Tehennili olmak lazım, neyimize gerek, kuduz falan olur, bilemezsiniz, bir de ısırırsa, yandığınızın resmidir.

Onu bunu bilmem de, Virginia Commonwealth Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre, (4 Ağustos tarihli Sabah Gazetesi yazıyor) büroda köpeklerini getirene çalışanların stres seviyesi düşük çıkıyormuş.

Çıkıyormuş da, bu uygulamaya geçebilmek için hayvanların iyice araştırılması, çalışanların korkularını yenmesi veya alerjileri olup olmadığı göz önüne alınmalıymış.

*

Araştırmayı yapan profesör, büroda köpek bulunursa, çalışanların verimi artıyor, daha pozitif oluyor, işten daha çok tatmin olunuyormuş.

Aslında düşük maliyetli bir araştırma. Aslında ben de böyle bir araştırma mı yaptırsam, gerçi bir köpek var, havlayan, ısırmaya çalışan. Onu getirsem büroya işe yarar mı acaba?

İşin garip yanı, en stresli insanlar, çalışanlar yani, köpeklerini evde bırakanlarmış.

Tamam da birader, her insan köpekten haz etmez. Alerjileri vardır, korkuları vardır. Çoğu istemez.

*

Görmüşsünüzdür, duymuş olmalısınız, bazı işyerlerinde köpeklere vardır, ama bağlı… Tasmalı üstelik. Yaklaşanları uyarmak için “dikkat, köpek var!” levhası asılı durur görünür bir yerde.   

Olur ya, tehennili olmak güzel şey!

Ne olur, ne olmaz!

Bazen yolculuk yaparım kuzey ilçelerine doğru, levhalar ilişir gözüme, “Dikkat iş makinesı çıkabilir!” veya “Dikkat,  domuz çıkabilir!” ya da “Dikkat, bilmeme ne çıkabilir!” gibisinden uyarı levhaları oluyor. Her yerde var! Dikkatli olmaya davet eden uyarı levhaları bunlar. Yararlı da üstelik. İnsanlar olabilecek tehlikelere karşı önceden tedbir alıyorlar.

İş makinesi neyse de, ben domuzdan çekinir, korkarım en çok.

*

Neyse, konuyu sulandırmayalım. Şurada bir amme görevi yapıyoruz neticede! Halkı bilgilendirmek, uyarmak görevimiz!

Köpeklikten değil, köpeklerden söz ediyorduk.

Öyle köpekler varmış ki, ev sahipliği bile yapıyorlarmış.

Valla, billa! Yalan söylüyorsam, yedi yerde selam verilsin. Sabah Gazetesindeki haberde öyle yazılı.

Üstelik de çalışılan ortamın kültürel yapısının da büroda hayvan beslemeye uygun olması gerekiyormuş. Tamam da nerede bulacaksın öyle akıllı köpekleri.

Olanları narkotik topluyor zaten.

*

İşin garip yanı, müşterilerin de bu husustan şikâyetçi olmaması. Hatta hoşlarına bile gidermiş. Bazı şirketler, iş yerinin girişine uslu, iyi huylu hayvanların getirilmesi için teşvik edici çalışmalar içinde olmuşlar, birer levha ile bunu özendirici kılmaya çalışmışlar.

Aslında önemli olan ne biliyor musunuz?

Köpeğin genel davranışları…

Nerede bulacaksın iyi huylusunu, uysalını, akıllısını…

Her ne kadar köpek sahibini ısırmaz derlerse de, siz yine de tehennili olun.

Siz yine de, ”benim köpeğim iyidir!” diyorsanız, hayrını görün!

Yine de köpeğim var diye sevinmeyin, birileri sizin haberiniz olmadan kemiklerin irisini  verir, yalını fazla kopar önüne, hırlar, ısırmaya çalışır ve havlar!

 

Aman ha, köpeklere dikkat edin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527