banner1524

Hayır, kendi adıma değil, çalıştığım gazete adına, memleketim adına iktidara yakın veya uzak tüm medya kuruluşu adına korktum!

Korktum çünkü, halkın büyük bir desteğini alan ve bu desteği her seçimde artıran başbakan sayın R.Tayyip Erdoğan’ın gazetecilere “Doğru yazın, düzgün yazın!” demenin ötesine taşarak ”Süreci sabote etmeyin!” dediği için korktum mu, korkmadım mı, belli değil.

Korkmadım şundan; bizim süreçle, müreçle işimiz yok. Bunları yazmak, takip etmek, ulusalların işi. Herkes kendi işine bakacak. Ben yerelim, yereli yazar, yereli konuşurum. Başbakanın söylemlerine, “Batsın sizin gazeteciliğiniz!” demesine ne kızdım, ne kahır koydum, ne sitem ettim. Ki böyle bir hakkım, düşüncem de olmadı, olmaz da…

Kim üzerine alındıysa, o yansın derdine.

O korksun! Onun eli ayağı titresin, onun yüreklerine korku gitsin!

En çok, sahada muhabirlik yapanlar adına korktum desem abartmıyorum.

*

Kuşkusuz bu ülkede, bu topraklarda barışı sadece başbakan sayın Erdoğan istemiyor. Hepimizin buna ihtiyacı var.

İmralı tutanakları Milliyet Gazetesinde yayınlanınca, kızılca kıyamet koptu, sayın başbakan öfkelendi ve “Batsın sizin gazeteciliğiniz!” diye kükredi aslanlar gibi.

İtiraf etmek gerekirse, bu tutanaklar, her gazetecinin eline geçirip yayınlamak istediği güncel haberdir.

Barış dediğimiz ve en çok ihtiyaç d uyduğumuz olgu, sadece başbakan sayın Erdoğan istediği için değil, bunun başarılı olması için toplumsal uzlaşmanı yanında, örgütünde ikna edilmesi lazım ki, iktidar bunun için uğraş veriyor.

Yalnız, sürecin aktörleri konuştuklarına dikkat etmeli, toplumu germeden, toplumun yaratabileceği tepkileri de düşünerek adımlarını ona göre atmalıdırlar.

*

Şimdi diyeceksiniz ki, “Tamam da be kardeşim, yazının başlığında korktum, korkuyorum dedin. Ne alaka!”

Alakası şu!

Basın özgürdür, bulursa haberi, atlamadan, çatlamadan, patlamadan servis yapar.

Halkın haber alma özgürlüğü var bu topraklarda.

Lakin, desteğin de, eleştirinin de anlamlı malzemelerini masaya koymak gerek!

Tabi ki bu ülkede gazeteci de olsa adı, ülkenin geleceğini sabote etmeye çalışan insanlar da var. Her meslek gurubundan çıkıyor böyle tipler.

Barış sürecinin korunması için azami titizlik gösterilmeli.

Tamam, şunu yapabilirsiniz, toplumsal barışı temin için sağlıklı bir tartışma zemini hazırlayabilirsiniz.

Ama bütün bunları yaparken, biraz dikkat, biraz itidal, biraz gerçekçilik. Toplumun ref           ahı, huzuru, barışı için, ekonomik ve siyasi istikrar için…

Hepsi bu…

Yoksa kimsenin kimseden korktuğu yok!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527