Hani, eski başbakan, yeni Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, rakibi ve çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu için, Maraş mitinginde ne demişti; “Sevsinler senin gibi profesörü. Yahu, senin her tarafın profesör olsa ne yazar!”
Ben bir şey demedim, O dedi…
Geçtik…
Bildirme, duyurma, ilan etme anlamına geliyormuş ve Fransızca ‘declaration’dan geliyormuş. Ana dilimiz Türkçe ama maşallah içinde olmayan ülkenin dili yok. Bir türlü kendimiz olamadık, kendi öz Türkçemize, dilimize dönemedik. Neyse!..
İlanın çıktığı gazete de farkına varamamış olmalı ki, Ekim ayında yapılacak olan KSÜ rektörlüğü için adaylığını kendi kendine açıklayan (kamuoyunun bundan haberi bile yok) Prof.Dr.Ertan Bülbüloğlu, cumhurbaşkanlığı seçimi için sayın Recep Tayyip Erdoğan’a açık desteğini duyurma, bildirme gereği duymuş.
Biz kimsenin inancına, kişiliğine öte git demiyoruz. İnançlara, etnik kimliklere son derece saygılıyız. Sen Kürt’sün, sen Zaza’sın, sen Ermeni ya da Yahudi’sin ya da Gürcü’sün deyip, etnik kimlik sorgusu hevesinde olmadığımız için, anlı şanlı prof. kardeşimiz, herhalde deklarasyon yazacaktı da, o anlık dalgınlığına gelmiş, ya da gazeteci arkadaşların boş tarafına gelmiş olmalı ki, Fransızca kelime bile Türkçeye yanlış sokulmuş.
Olabilir.
Pardon, Ertan Bülbüloğlu kim mi dediniz?
Eh, size de aşk olsun yani. Sabahtan beri türkü mü çağırıyoruz burada, ya da pazarda limon mu sattığımızı zannediyorsunuz!
İsteyen istediğine destek verebilir. Burası özgür bir ülke. Herkesin bir yere aday olma hakkı var. Bu yasalarla belirlenmiş bir hak iken, üniversite rektörlüğü de kimsenin nikâhına kıyılmadı.
Kıyılmadı ama böyle yağcılıkla bir anlamda adaylığını açıklama kültürü de yeni. Sadakatini, bağlılığını, desteğini gazete yoluyla değil de, basın toplantısı ile duyursaydı, belki daha çok amacına ulaşırdı, belki daha çok üyeye sesini ve ismini duyurabilirdi.
Arkadaşımız gazeteyi seçmiş saygı duyarız. Neticede kendi tercihi. Ben alma derim Maraş diliyle, sen daha medenisin, daha sosyalsin, elma dersin kibarca.
Hay dilimi eşşek arısı soksun!
Bülbüloğlu açık destek vermiş. Kapalı olsaydı, nasıl olurdu acaba? Bu destekle, bu gazete ilanı ile, bu bildirim ile, bu deklarasyon ile “Ben buradayım ha, beni göz ardı etmeyin, unutmayın, listeye alın, bakın size tam destek de verdim, eh artık beni görürsünüz!” demeye getirmiş olmalı ki, gazete ilanı yaklaşık 483 öğretim üyesinin oy kullanacağı rektörlük seçiminde şimdiden kendine taraf edinme gayretine, telaşına girmiş.
Canım benim, ne gerek var buna. Bu deklarasyondan sonra sana oy vermeyenin, destek olmayanın ciğeri ağzından gelsin de, sürüm sürüm sürünsün, yedi yerde salası verilsin! Ve de Rusya’dan ölüsü gelsin!
Not: Tam bu sırada, radyoda istekleri dinliyorum, bir istek şarkı çıktı. Radyo 4’te… Çile bülbülüm çile…
Daha bülbüllerin ötme mevsimi değil ama hayırdır inşallah!