Hele hele Mahmut Tokur'un Cengiz Dilber'den sonra oturduğu koltuk, yine suçlamalarla çalkalandı durdu. Doğru veya yanlış... Lakin KSÜ'den sorumlu rektör Sayın Durmuş Deveci, zaman zaman tıp Fakültesine yönelik iddiaları göğüslemeye kalkıştı ise de, Tokur'un gitmesine rağmen bu iddialar gündemden düşmedi.
Yolsuzluklar, usulsüzlükler, çirkin iddialar, hastalara karşı işlenen yanlış davranışlar, vs...
Rektör sayın Deveci de çıkıp, özellikle bu yolsuzluk ve usulsüzlüklere yönelik iddialar karşısında susmayı tercih etti. O susunca da insanlar 'sükut ikrardan gelir!' düşüncesiyle eleştiri oklarını daha da artırmaya gitti.
*
Son perde sahne alırken, Anadolu Bakış Gazetesindeki bir haber, Rektör Deveci'den adalet istenmesi, 'Yine neler oluyor?' sorusu ile sanki KSÜ'de adalet yokmuş intibaı verilmek istendiği ortaya çıkıyor. Eğitim Bir-Sen KSÜ Şube Başkanı Doç.Dr. Hasan Furkan, Tıp Fakültesini başhekimin istifa etmesinin kurtaramayacağını ileri sürmüş. Ve de üniversite yönetiminin iletişime kapalı bir yapısı olduğunu iddia ederek, "Bir olayda suçluyu değil de suçu göreni cezalandırılıyor. Bir örtbas mantığıyla hareket edildiğini düşünüyorum" diyerek de fakültenin iyi yönetilmediğini söylemiş.
"Firmalar verdikleri malı geri alır hale geldi. Buradaki yönetim anlayışı bakımından iyi yönetilmediği için, mesela bizim kulağımıza gelen duyumlar şunlar, devletin ödeneklerinin olduğunu, bu bütçelerin iyi kullanılmadığını, bilhassa ihalelerin devlet malzeme ofisinden yapıldığını geçen yıl itibariyle 22 milyon ödeneğin olduğunu, bu22 milyon ödenekten yaklaşık 8 milyonunun kullanılmadığını, kullanılanların da iyi bir şekilde kullanılmadığı ortaya çıktı. Üniversitenin üst kısmında çarşı olarak adlandırılıyor, bu çarşıların resmi kabullerinin yapılmadığını, ihaleye çıkış metrajlarının daha sonradan değiştirildiğini, arkasından burada üst yönetimlerin gidip teşvik amaçlı yemek yediklerini duyuyoruz..."
Haydaaaaa!... Al sana kaya... Kişilerin, kendi çıkarlarını başkaları üzerinden kullanması çirkin bir şey. Devletin zarara uğratılması söz konusu ise, buna medya dahil, Rektör de içinde olmak üzere, herkesin dur demesi lazım.
*
Yine bilir, yine söylerim. Tokur'un geç kalınmış istifası bakalım suçlamalardan yakasını kurtarabilecek mi? Hakkında o kadar çok iddia ortaya atıldı ki, o kadar iğrenç dedikodular ortalığa saçıldı ki, ya cevap verecek, iddiaları çürütecek kadar babayiğit değildi ya da çok korkaktı.
Bu kadar dedikodulardan, iddia ve ithamlardan sonra hala üniversite çatısı altında görev yapıyorsa, onu orada tutanlara yazıklar olsun!
Rektör Deveci de olsa...