Seçim üzeri, şimdi sırası mıydı diyebilirsiniz.
Millet geçim, pardon seçim derdinde iken, nereden çıktı isim değiştirme! Çoktandır yazayım dedim. Aslına bakılırsa aylar, seneler önce de bu meseleyi dile getirdim, lakin kime ne anlattım, farkında değilim.
Duvara konuştum, yazdım herhalde ki, takan, ciddiye alan olmadı. Belki de ne akademi dünyası, ne siyasi cenah, ne bürokrasi, bu isim değişikliğine cesaret edemedi.
Yürekleri yetmedi muhakkak! Mutlaka bayramda ciğer de yememişlerdir. Yeselerdi, şimdiye kadar hiçbir öğrencinin gelmek istemediği üniversitenin adı KSÜ değil de Kahramanmaraş Üniversitesi olurdu.
*
Evet…
Süttü İmam Üniversitesinden rahatsızım. İsminden. Açık ve net!
Senelerdir yazarım, söylerim, konuşurum, şehir dışından okumayı düşünen öğrenciler ve veliler, ‘Bizim çocuklarımız imam mı olacak?’ düşüncesinden hareketle kayıt yaptırmıyor ve Kahramanmaraş’ı tercih etmiyor.
Bu bir algı.
Asıl adı Ali olan Sütçü İmam’ın aslında bir imam olmadığını, sadece namaz vakitlerinde, imam olmadığı zamanlarda Uzunoluk’taki Bektutiye, şimdiki adıyla Çınarlı Camiinde namaz kıldırmasından ötürü adı imam’a çıktı o dönemler.
Bir milis kahramanı. Fransız askerlerine ilk kurşunu sıkan, kurtuluş harbinin meşalesini yakan, kıvılcımını saçan yiğit adam.
*
Ama adının en büyük eğitim kurumuna verilmesi doğru değildi. Bir kültür sanat ve edebiyat adamı olan Necip Fazıl’ın isminin şehir hastanesine verilmesi ne kadar saçma ise, insanlarda yanlış algıya ve çağrıya sebebiyet veren üniversitenin adını bir imama vermek o kadar tutarsız, yakışıksızdı.
Hatadan dönmek zor değil. Lütfen değiştirilsin. Bakın bu algılar yüzünden KSÜ’de öğrenci sayısı bir türlü artmıyor, eğitim öğretim kalitesi de tartışma konusu.
Akademik bir başarıdan söz edilmiyor senelerdir! Sıralamaya bile giremeyen bir eğitim-öğretim yuvasının adı ne diye Kahramanmaraş Üniversitesi olmaz, merak ediyor insan.
Öte yandan, biz daha KSÜ’nin içini doldurmadan, eğitim-öğretim kalitesini artırmadan, tuttuk seçim amaçlı, siyasal amaçlı İstiklal Üniversitesini hayata geçirdik. Geçirdik de ne oldu, boyumuz mu uzadı, ülke çapındaki üniversiteler sıralamasında kariyer mi yaptık?
Rektör sayın İsmail Bakan’a sevgi ve saygılarımla…
*
Özetleyecek olursam, sayın rektörlerime sözüm yok, (Aslında onlar da rahatsız, aslında onlar da benim gibi düşünüyorlar da, öneri veya yorum onlara düşmez) sözüm meclisten dışarı diyeceğim de, gelinen noktada eğitim-öğretim kalitesinin nereden nereye savrulduğunu siz okurlarımın takdirine bırakıyorum.