Şimdi birileri kalkacak, ‘Yahu kardeşim yazıp da milleti zan altında bırakma? Kimi kast ediyorsan delikanlı gibi açıkla ismini, millet de öğrensin kimin ne mal olduğunu?’ diyecek.
Yok öyle… Herkes kendini biliyor. Sanmayın ki Kahramanmaraş büyükşehir, aslında büyük bir köy. Herkes kimin ne olduğunu bilir. Ne iş yaptığını, hangi dümenleri çevirdiğini, hangi alavere dalavere içinde olduğunu da…
*
Geçenlerde bir arkadaşımız yazdı, aman sen misin yazan. Niye yazdın, neden ve niçin yazdın, kimi kast ettin? Herkes öküz altında buzağı aradı. Ve hedef haline geldi.
Bir arkadaşımız yazmak istediğinde kimseye hesap verecek değil. Herkesin düşüncesi, yorumu ve inancı kendine. Yarın mahşerde benim için seni yargılamayacaklarına göre, kime ne yazarım, o yazanın, söyleyenin sorunu.
Herkes kendi bacağından asılacağına göre, kimin kime ne yazdığını bir tarafa bırakın da, neden yazdığı önemli. Yani o yazıya muhatap olan kişi için neden kelam edildi?
O eleştirilere müstehak mıydı da sağda solda konuşulanlar bilgisayara aktarıldı?
*
Kim kime ne yazar, bizi ilgilendirmez. Düşünce ve fikir özgürlüğü varsa, ki var olduğu söyleniyor, o halde herkes düşüncesini kamuoyu ile paylaşmada özgür. Sınırlama, aba altından sopa gösterme olamaz, olmamalı…
Tut ki yazdın, sınırı geçtiğini söylerler, ekmeğinle oynayacaklarını ima ederler, haddini aştığını beyan ederek ipinin çekileceğini söylerler.
Peki, size bunu söyleyen bu gücü, bu yetkiyi, bu hakkı nereden alıyor?
Cevap veriyorum:
Kukla yöneticilerin, kukla müdürlerinden. Kukla başhekimlerin siyasi gücü arkasına almış müdürlerinden.