banner1524
  

Artık bu mesele bitmeli. Devir birbirimizi yeme dönemi değil. Memleketin, şehrimizin bir sürü sorunu var, siyaset dâhil her şey tıkanma noktasına gelmiş, biz birbirimizi ayağından kuyunun dibine çekmeye çalışıyoruz.

Çalışırken de birileri bundan zevk alıyor, kendine prim sağlıyor, ama olan Kahramanmaraş’a oluyor, kimse bunun farkında değil.

Sırrıberk Arslan’ın son yazısını okudum. Birilerine, bir yerlere göndermede bulunmuş, mesaj vermiş de, kimin kurt, kimin çakal, kimin kuzu, kimin köpek olduğuna açıklık getirmemiş.

İmalarda bulunmuş, kendisini tasma taktırmayan kurta benzetmiş, bu meselede bu âlemin en genci kendisi olduğuna vurgu yapmış.

Eyvallah!

*

Geçenlerde de birine, birilerine adamlık dersi vermeye çalışan sevgili Arslan’ın yazdıkları tabi ki kendisini bağlar. Bizim ona nasıl haber ve köşe yazısı yazdırma konusunda fikir beyan etmemiz ne hakkımız, ne de haddimiz.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi, her gazetenin, gazete sahibinin bir yayın politikası, kırmızı çizgileri var. Ve herkes de bu kırmızı çizgilerine sadık olduğunu söyler. Doğru veya eğri, bilemem…

Ha, kimsenin de bana yazı ve üslup konusunda söz söylemeye ne hakkı var, ne de haddi.

Madem öyle, işte böyle!

*

Ancak…

Bu mesele kapanmalı, bitmeli. Ülke yangın yeri, her gün şehit haberleri geliyorken, silahlar susmayıp, analar ağlamaya devam ederken, şehit cenazeleri camilerden eksik olmaz iken, birbirimizi yeminin kime ne faydası olacak, bilemiyorum.

Birlik ve beraberlik zamanı iken, yok biri bilmem neciymiş, yok birileri bağ evinde âlem yapmış, (sanki ülkede milli yas ilan edildi de, karı-kız oynattılar, sanki kadehler havada uçuştu. Tövbe Ya Rabbim!) yok dışarıdan gelen misafirler böyle bir âlemin içinde olmamalıymış.

Herkesin özel hayatı.

Kimse kimsenin özel hayatına müdahale edemez. Ha, diyeceksiniz ki, toplumun bir adım önünde olan insanların özel hayatına dikkat etmesi gerek! Amenna! Ancak ortada ve bağ evinde bu kadar şişirilmeyi, bu kadar üzerine gidilmeyi, bu kadar Maraş’ı dışarıya karşı rezil rüsva edilmeyi gerektirecek ne vardı, söyler misiniz?

Madem öyle… Ramazan ayında, üstelik de elinde rakı kadehi ile sosyal medyada gezinen ünlü işadamının yeğenini de (siyasetçi) haber yapsaydık! Yapabilseydik keşke…

Bana ne, sana ne! Ha, etik mi, değil. Ama herkesin özel hayatı, beni de, seni de ilgilendirmez iken, ihracatımız dibe vurmuşken, komşularımızla olan sınır kavgamız nedeniyle ticaret sekteye uğramışken, kalkıp eften püften şeyleri yazmanın, dışarıya karşı daha fazla rezil etmenin kimseye yararı yok.

Bitsin bu haberler, yazılar. Zararı biz çekiyoruz, hepimiz çekiyor, Maraş çekiyor.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1527