Bir iftardır furyası gidiyor. Her gün bir yerde olmak, eve bile gidememek nasıl bir duygu anlamadım ama evde iftar açmayı çok özledim. Bulgur pilavı, salata ve ayran yeter. Artık bu hevesimizi, iştahımızı anlaşılan o ki bayram sonrasına saklayacağız.
Bu arada... İftarlara yetişebilmek mümkün değil. Her gün birkaç yerde, gidebilmek, yetişebilmek mümkün olamıyor. Dostlar belki alınıyorlar, güceniyorlar ama yapacak bir şey yok. Bu saatten sonra kendimizi de kopyalamak mümkün olamayacağına göre, birileri eksik kalıyor.
İftar güzellikleri ve zenginlikleri bu yıl geçen yıla oranla daha mükemmel seyrediyor. Belediyeler sanki yarış içindeler. Bu yıl ilk kez iftarlar çok uzak mahallelere taşındı. Özellikle AK Parti, bu meselede diğerlerine, yani muhalefet partilere göre çok çok önde. Sağ olsunlar, daha ne CHP'nin, ne de MHP'nin herhangi bir iftarlarına gidebilmek nasip olmadı. Ya çağırdılar da biz duymadık, ya da onların sesi kısık çıktı. Belki de hiç çağırmadılar. Bütçeleri yetmemiş olabilir. Malum, önümüzdeki yıl içinde milletvekilliği seçimi var; imkânlarını, paralarını ve heyecanlarını milletvekilliği seçimine ayırmış, saklamış olabilirler. O bakımdan iftarları es geçtiler belki de...
Hanefi Mahçiçek Başkanımız, yine hızlı, yine farklı, yine tempolu, yine rakiplerine ve en yakın arkadaşlarına örnek olacak tonda, hem belediyecilik hizmetlerine erken başladı, erken yola çıktı, erken yol aldı, erken teknik ve sosyal belediyeciliğin nasıl yapılabileceğini gösterdi ve bu nedenle de tutabilene aşkolsun! Kadrosunu ve birimlerini erken ve tutarlı kurunca, hizmet kervanı da yola erken çıktı. Ramazanda bile, farkını büyük ölçüde fark ettirdi.
Bilirsiniz, iftarlarla ilgili yazı yazmam. Yediğimiz yemeğin reklamı olur düşüncesiyle, öyle bir prensip kararımız varken, dedik ya, bu farklıydı, bu kez geleneği bozalım dedik ve sayın Mahçiçek'in iftarına ilişkin birkaç satır düşüncemizi sayfaya taşımak istedik.
Futbol sahasında AK Partinin kongrelerine şahit olmuştuk ama iftarına ilk kez rastlıyorduk. Düşünün, sayın Mahçiçek, 5 bin kişiye iftar veriyor, sahanın içi tıklım tıklım, iğne atsanız yere düşmeyecek, bakıyorsunuz yemekler anında dağılıvermiş, üstelik de kapalı karton kutu içinde, hijyenik, ve yine üstelik sıcak, yine üstelik izdiham olmadan, insanlar birbirini ezmeden, yemekler yerlere dökülmeden, ATS Yemekçilik firmasınca dağıtılınca, servis edilince, ortaya mükemmel bir manzara çıktı. Yemeğin lezzeti dâhil, her şey kusursuzdu.
Yemek dedik... Gerek sıcaklığı, gerekse yağı ve tuzu normal, suyu ve tatlısı yanında, doğrusu bugüne kadar gördüğüm en nezih, en hijyen, en sür'atli dağıtılan yemek oldu.
ATS Yemekçilik sahiplerini, her kim ise, başta Ahmet Türksayar'ı, sorumlu müdürü Harun Arapkirlioğlu ve ekibini kutlamak istedim, içimden öyle geldi.
Düşünün, Batıpark sentetik çim sahasında 5 bin kişiye iftar veriliyor, şamata yok, telaş yok, izdiham yok, panik yok, üstelik de yemekler zamanında, top patladığında herkes aynı anda orucunu açınca, içimden ve çevremdekilere de duyuracak şekilde, ATS'ye bir helal olsun çektim.
Bu meselede son notum da sayın Alişan Arıkan'a. sayın Mahçiçek'in sözlerinden anladık, bu yemeğin sponsoru hayırsever işadamı, sayın Av.Alişan Arıkan olmuş. hayırseverlere, büyük insanlara, gönlü zengin kimselere yakışan da bu. Gariban ve fakir dostu sayın Alişan Arıkan'a yürekten bir merhaba diyorum, candan bir teşekkür ediyorum, samimi bir helal olsun diyorum.
Allah gönlüne göre versin azizim!