Konuşmalarımıza dikkat edin, hizmet diye önümüze dayatılan ucubelere göz gezdirin, Vatan-Millet-Sakarya diyenlerin duruşlarını test edin, doğruluk dürüstlük edebiyatlarında geçen kelimeleri, cümleleri edebiyat dünyasının ünlü insanları ile tartışmaya açın, her şeyin Maraş usulü olduğunu göreceksiniz.
Baksanıza, dondurmamız bile Maraş usulü…
Birbirimize selam veririz, samimi olmadığımızdan selamlarımız bile Maraş usulü…
Birbirimizle ortak oluruz, iş kurarız, birbirimizi kazıklar, on alsak 3 sayar, ortağımıza kazık atarken gülümsemelerimiz bile Maraş usulü… Cehennemde ayağından çeken hemşeri gibi…
İşsizlik yok derler, var… O da Maraş usulü.. Çünkü kimse işi beğenmez. Fabrikalar ve sair iş yerleri adam arar çalıştıracak, bulamazlar. Oğlan ‘sevdiğimi kız benim fabrika işçisi olduğumu bilmesin’ diye düşünür, Maraş usulü iş beğenmez, dudağında Amerikan cigarası, cep telefonu son model. Ayranı yok içmeye…. misali.
*
Biz dondurma kentiyiz. Dedim ya, dondurmamız bile Maraş usulü. Elin adamı geldi, icat etti. Her tarafta ‘dondurma şehrine hoş geldiniz!’ yazılı, lakin dondurmanın yan ürünü olan külahı Mersin’den alıyoruz. Çünkü külahı Mersin üretiyor. Biz tersini… Sonra da sorulduğunda, ‘külahıma anlat!’ diye efeleniyoruz.
Üniversitemiz, bürokratlarımız, siyasetçilerimiz de Maraş usulü…
Çekememezlik, kıskançlık, birbirinin kuyusunu kazmalar, komşunun tavuğunu kışt demeler, aşklarımız, sevdalarımız bile Maraş usulü tadında, kıvamında iken, siyasetimize laf kondurmayanların işgüzarlıkları da Maraş usulü birader.
Maraş’ı en çok onlar sever, bizi en çok anlar düşünür, en çok ve en büyük hizmeti onlar hayata geçirir, vatandaş da koyun ya, inanır, sevinir, oyunu kullanırken de Maraş usulü sandığa koşar!
Sivil toplum kuruluşları öneğin. İki kelime etmekten çekinirler ki, bazılarının varlığı ile yokluğu tartışma konusudur, ‘bana değmeyen yılan bin yaşasın!’ mantığı ile hareket ederler, ne kızı verirler, ne dünürcüyü küstürürler. Yan çizmeyi severler, Maraş usulü dondurma ikramı ile günü kurtarırlar. Duyarsız, tepkisiz…
Ve basın… Basın da Maraş usulü diyeceğim de, beni tanıyanlar ne diyebileceğimi, bu meselede ne düşündüğümü bildiklerinden, maraza çıkmasın diye kısa kesiyorum.