Vallahi bu sorunun cevabı çok zor desem de, bazıları birkaç kelimede özetleyebilir.
“Ne esmesi, yaprak bile kımıldamaz!”
Tabi bir insanın seveni, hayran kitlesi olduğu kadar, nefret edeni, sevmeyeni, yüzünü görse uzaktan kaldırım değiştireni de olur, olacaktır. Kişilikler, sosyal yaşam, çıkarlar başlangıç ve sonuç teorisi ile doğru orantılı olduğu için, bazen poyraz sert eser, kimse hissetmez, rahatsız olmaz, bazen esen hafif bir yel, kimileri için fırtına niteliğindedir, çatıları yıkar, ağaçları kökünden söker, tahribatı büyük olur.
Algıya, hissetmeye ve istemeye bağlı.
*
Sevgili kardeşim Sırrıberk Arslan, bu mahallenin delisi. Sizin anladığınız manada değil tabi benim söylemek istediğim. Hoş ne anlarsanız anlayın önemli değil de, geçen hafta Cuma günü, Sabah/Güney ekinde yine müthiş bir yazı döşenmiş, tabi muhatabı belediye eski başkanı Mustafa Poyraz. Şimdiki AK Parti milletvekili aday adayı.
Olur mu olmaz mı, bilemem. Benim siyasete aklım yetmez. Ancak sayın Poyraz’ı ilk dört içinde değerlendirenler var. Bu zamanda, hele hele siyasette iki, iki daha her zaman dört etmiyor. Rüzgârın nereden estiğine, eseceğine bağlı biraz da…
Artık kim maymun iştahlı, kim Ankara’dan şimdiden ev bakmaya gitti, omurgasızlığın, vefasızlığın üzerini kapatıp beyaza kim boyadı, bilemem. Bildiğim bir şey varsa, aslında liste belli daha şimdiden. En azından ilk 4…
*
Ankara kimseye söz vermedi, vermez. Aklı olan da buna inanmaz zaten. Bazılarına bakıyorum, kulak veriyorum, ‘tamam benim işim, garanti…’ dediklerinde insanın bir tarafı ile gülesi geliyor ki, onu yazsam ayıp olacak!
Garanti denilince benim aklıma banka gelir, gerisi hikâye.